Türkiye’de de resmi bir spor dalı olan parkurun ilk milli sporcuları, henüz yolun başında olmalarına karşın büyük bir başarıya imza attı. Dünya Kupası yarışmasında ilk 8’e girerek finale kalan Sarp Eren Odabaş, 14 Eylül’de gerçekleşecek final yarışında madalya almak için Mersin’de sıkı bir çalışma gerçekleştiriyor
Dünyada özellikle gençler arasında giderek yayılan ve çok yüksek seyirci kitlesine ulaşan parkur sporu, artık Türkiye’de de resmi bir spor dalı oldu. Sokak sporu olarak bilinen parkurun Türkiye’deki ilk milli sporcuları da gözünü dünya madalyalarına dikti. Mersin Cimnastik Salonu'nda 26 Ağustos'ta kampa giren iki milli sporcudan biri, pandemi nedeniyle online gerçekleştirilen Dünya Kupası yarışmasında hakem puanı ve halk oylamasıyla ilk 8’e girmeyi başardı. Mersin’de sıkı bir çalışma içine giren 19 yaşındaki İzmirli milli sporcu Sarp Eren Odabaş, Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı etrafını parkur alanı seçen antrenörleri eşliğinde en iyi final videosunu çekmek için ter döküyor. Odabaş’a, diğer milli sporcu 20 yaşındaki Salih Şahin ile Türkiye Cimnastik Federasyonu Parkur Teknik Kurul Başkanı Bahadır Altay ve Türkiye Cimnastik Federasyonu Parkur Teknik Komitesi Üyesi, parkur uluslararası hakemi ve antrenör Hakan Akdoğan eşlik ediyor.
“İLK DEFA BİZİM SPORCUMUZ FİNALE KALDI”
Türkiye Cimnastik Federasyonu Parkur Teknik Kurul Başkanı Bahadır Altay, antrenmanlar sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Türkiye Cimnastik Federasyonu'nun yeni, ilk millilik heyecanını yaşayan branşlardan bir tanesi parkur. Dünya Kupası online yarışmasına hazırlık kampındayız ve bu kamp da çok verimli geçiyor. İlk defa bizim bir sporcumuz finale kaldı, ilk 8'in içerisinde. 14 Eylül'de halk oylaması ve Uluslararası Cimnastik Federasyonu'nun belirlediği hakemlerle ilk üç belirlenecek. Burada da başarılı olacağımıza inanıyoruz. Şu anda yarışma için bir parkur hazırladık. Mersin Cimnastik Salonu'nda sabahları antrenman yapıyoruz. Burada da parkurun online çekimini yapıp Uluslararası Cimnastik Federasyonu'na gönderip yarışmaya katılacağız” dedi.
“İLK MİLLİ SPORCULARIMIZ OLARAK TARİHE GEÇTİLER”
7-8 Mart tarihlerinde İstanbul'da bir test yarışması yaptıklarını ve parkurda 77 sporcu topladıklarını belirten Altay, “Daha sonra pandemi süreci ve Dünya Kupası yarışması olduğu için daha az sporcu katıldı ama şu anda iki sporcumuz Türkiye'nin ilk parkur milli cimnastikçileri olarak tarihe geçti. Dünyada çok önde gelen, izleyici oranı çok yüksek olan sporlardan biri. Türkiye'de de bizim bilmediğimiz belki sokaklarda yapan bir sürü sporcumuz var. Onları Türkiye Cimnastik Federasyonu bünyesine alıp, en iyi şekilde değerlendirip, Türkiye şampiyonalarına ve uluslararası yarışmalara katmak istiyoruz” diye konuştu.
“ÇOK HEYECANLIYIZ”
Türkiye Cimnastik Federasyonu Parkur Teknik Komitesi Üyesi, parkur uluslararası hakemi ve antrenör Hakan Akdoğan da, “Milli takım kampımızı ilk kez yapıyoruz. Biz de heyecanlıyız, sporcularımız da heyecanlı. Aynı zamanda Dünya Kupası'na katıldık iki sporcuyla ve bunlardan biri de finale kaldı. Bu da bizi çok sevindirdi. Federasyonumuz da bizlere desteklerini hiç esirgemedi. Kamplar yapıyoruz ve sporcularımız da gelişiyor” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Cimnastik Federasyonu'nun parkur branşını resmi branş yapmasının nedeninin, bu sporu sokaktan salona çekmek olduğunu dile getiren Akdoğan, “Biz yıllardır gençleri sokaktan salona çekmeye, kötü alışkanlıklardan uzaklaştırmaya çalışıyoruz ama salon sporlarına çok fazla yönlenmiyorlar. Dışarıdaki ekstrem sporları daha çok hoşlarına gidiyordu ve bunlardan en çok ilgi göreni de parkurdu. Daha önceden ‘özgür koşu’ dedikleri, duvarlara tırmanarak, birkaç engelden atlayarak yapıyorlardı. Şimdi yavaş yavaş akrobasi hareketleri de kullanılmaya başlayınca parkur 2019’un sonlarında Cimnastik Federasyonu'nun 7. branşı oldu. Pandemi süreci nedeniyle kamplarımız ve yarışmalarımız biraz durakladı ama sanal ortamda yarışmamızı yaptık” şeklinde konuştu.
“TÜM HALKIMIZDAN OYLAMADA DESTEK BEKLİYORUZ”
Dünya Kupası yarışmasıyla ilgili de bilgi veren Akdoğan, “İlk eleme yarışmasına erkeklerde 30’un üzerinde, kızlarla beraber 60’tan fazla yarışmacı katıldı. Düşük seviye sporcu da yüksek seviye sporcu da vardı. Bu yarışmada önemli noktalardan biri de internetten yapılan yarışmada videolar halk oylamasından da değerlendirildi. Yarısı hakemlerin puanıydı. Yarışmada, sporcumuzun kendi çevresinden sporcu arkadaşları, ‘bu yarışmada pek bir şey yapamazsınız, dünyada çok iyiler var’ dediler ama biz çok güvendik ve ona göre de kamplarımızı yaptık. Kamplarımız çok başarılı oldu ve serileri de çok güzel oldu. Bu seride zaten finale kalabildik. Finale kalınca Federasyon, bütün sporcular, antrenörler, bizler artık ‘finalde neden madalya olmasın’ demeye başladık. Ben diğer sporcuları da izledim. Bizim sporcumuz çok yakın onlara. Yapacağımız şey, serimizi en üst seviyede ve en ideal şekilde tutacağız, video çekiyoruz ve bu videoyu en iyi şekilde çekip yüklemeye çalışacağız. Daha sonra da tüm Türkiye’den, tüm halkımızdan videoyu izleyip oy vermelerini isteyeceğiz. Bu şekilde inşallah başaracağız. e-fise.com’da bu videolar yayınlanıyor. Orada sporcumuzun videosu olacak. Bu videoyu izlediklerinde oylama kısmına yönlendiriyor sistem. Federasyonumuz ve kendi sosyal medya hesaplarımızdan oylamanın nasıl yapılacağını da duyuracağız. Oylama konusunda tüm halkımızdan destek bekliyoruz” dedi.
ODABAŞ: "HEDEFİM, BU SPORU DAHA İLERİYE TAŞIMAK"
Yarışmada finale kalan İzmirli sporcu Sarp Eren Odabaş ise duygularını ve hedefini şöyle anlattı:
“Bu sporda ilk defa bir milli sporcu olarak yarışmam çok gurur verici bir şey. Dünyada da ilk 8’e girdim. Şimdi finaller için video çekiyoruz. Çok mutluyum. Bu sporu internetten görüyordum. Sonra merak sardı, sokaklarda başladım. 4 yıldır sokaklarda yapıyordum, şimdi milli takıma girme şansım oldu. Hedefim, bu sporu daha ileriye taşımak. Zaten çevremizdeki birçok kişiyi yavaş yavaş başlatıyoruz. Sosyalleşmek, vücudumuzu sağlam tutmak adına çok güzel bir spor. O yüzden herkesi bu spora bekliyoruz. Sıkı çalıştık antrenörlerimizle. Güzel bir video çıkartıyoruz şu an. Finalde inşallah derece yapacağız.”
Milli sporcu İstanbullu Salih Şahin de, “Hareketli bir çocuktum. Daha önce sokak sporları yaptım basketbol, futbol gibi. Daha sonra biraz daha adrenalin aradım, ekstrem sporlara yöneldim. Cimnastik vardı ama biraz daha özgür bir spor yapmak istediğim için araştırdım bu sporu ve sokakta kendimi 4 yıldır bu sporda geliştiriyorum. Hedefim, Türkiye’yi uluslar arası yarışmalarda temsil etmek. Zaten resmi bir spor oldu, umarım 2024’te olimpiyatlara da çıkacak. Olimpiyatta ülkemizi bu sporda başarılı bir sporcu olarak temsil etmeyi istiyorum ve umarım bu da olacak. Çünkü gerçekten çok sıkı çalışıyoruz” diye konuştu.(İHA)
|