Akdeniz Belediye Meclisi tarafından kabul edilen Çankaya İlkokulu alanındaki 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği tartışmalara rağmen mecliste oy çokluğu ile kabul edildi.Konunun aceleye getirildiği eleştirilerine Başkan Vahap Seçer, “Bu teklif, 1 Eylül tarihinde Akdeniz Belediyesi’nde kabul edilmiş ve bize gelişi 2.9.2020. Gündeme alınmamış, İmar’da beklemiş. Akdeniz Belediyesi’nin imar şubesi tarafından gündeme alınması konusunda telkinde ya da uyarıda bulunulmuş” yanıtını verdi.
Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Eylül ayı olağan toplantı döneminin ikinci birleşiminde Çankaya İlkokulu alanındaki imar değişikliği gündeme geldi. Bir eğitimci olarak Çankaya İlkokulu’nun Mersin’in hafızası olarak bilindiğine değinen HDP’li Akdeniz Meclis Üyesi Ali Tanrıverdi, “Bu bina 1888 yılında bir vatandaş tarafından konak olarak yapılmış. 1923 yılında kamulaştırılıp, ‘Kurtuluş Okulu’ olarak isimlendirilmiş. Bu ne demek? Cumhuriyet ile eş değer demektir. Bunun ötesinde Mersin’den birçok aydının, sanatçının,siyasetçinin yetiştiği bir okul. Bu okula sahip çıkmamız lazım. Sayın Gültak, ‘bana güvenin’ diyor. Başkanımıza güveniyoruz, inanıyoruz. Ama biz burada kalıcı değiliz, neye güvenerek yapalım? Başkalarının bunu istismar etmeyeceğini nereden bilelim? Akdeniz’de bunu başaramadık, 19-19 oylanarak Büyükşehir Meclisi’ne taşındı. Bu alan şuanda 1/1000 binlik planda okul olarak görülüyor. Daha önce ki planda ticaret ve konut alanı olarak işaretlenmiş. Yanlışa yanlışla mı cevap verelim? Bunu düzeltmeliyiz” açıklamalarında bulundu.
‘GÜLTAK RANT ELDE EDECEK, PLAZA YAPACAK’ ALGISINI SİZ OLUŞTURUYORSUNUZ
Okula 18 yıldır kimsenin el atmadığını ve okulun çürümeye bırakıldığına dikkat çeken Akdeniz Belediye Başkanı M. Mustafa Gültak, Ben de Çankaya İlkokul mezunuyum ve bundan gurur duyuyorum. Bana ilginç geliyor, ‘Gültak buradan rant elde edecek, plaza yapacak’ algısını siz oluşturuyorsunuz gibime geliyor. Bu algıyı meclis üyelerimiz yaratıyor. Kimsenin böyle düşündüğü yok” dedi. Vahap Seçer ile bu konuyu konuştuklarını dile getiren Gültak, “Kendisi de orayı düşündüğünü söyledi. ‘Vakıflar izin vermiyor, bana da ret yazısı verildi’ dedi. Başkanım bir de ben görüşeyim dedim. Niyetimizi anladıklarını ama kanun gereği akar olduğundan dolayı burayı bu imara uydurmak zorunda olduklarını söyledi. Siz doğal akışına bıraktınız ben takip ettim. Görüşmeler yaptım. Aslında önce görüşseydim sözü edilen geçmişteki dilekçeyi vermezdim. Vakıfların itirazı var. Siz ‘burayı okul alanı olarak işaretleyemezsiniz, sen benim binlik planımı yap, 5 binlik plan ile uyumlu hale getirin’ diyor. Kimsenin malını ön plana çıkartmıyorum. İngiliz Yağ Fabrikası’nda 5 binlik ile binlik planları uygun olmadığı için teklif reddedildi. Gültak hiçbir yeri ticari alana çevirmiyor, plaza yapmayacak. Ticari konut filan da yapmıyorum. Bazı kanallarda ‘Gültak burayı ticarethaneye dönüştürüyor’ diye trollerin yaptığı paylaşımları duyuyoruz” şeklinde konuştu.
AMACIMIZ ÜZÜM MÜ YEMEK, BAĞCIYI MI DÖVMEK?
Alt belediye olarak üst belediyeye uymak zorunda olduklarını dile getiren Gültak, “Bizden binlik plan yapılması isteniyor. Biz öyle olmasın, şu şekilde olsun dedik. Vakıflar itiraz etti ve ‘Böyle olursa mahkemeye taşırım’ dedi. Mahkemeye taşınması 18 yıl boş kalan ve çürüyen okulun bir 18 yıl daha boş kalması demek. Amacımız üzüm mü yemek, bağcıyı mı dövmek? Ne yapalım devletin bir kurumu ile kavgaya mı girelim? Bir şey olur ise vicdanınız rahat eder mi? İşi garantiye almak için şartlar koyduk. Doğru Gültak ebedi değil gelecek kişi bunun dışında bir şey yapamaz. Burası tescilli bina, sizlerde benden çok daha tecrübelisiniz. Ama öğrendiğim kadarı ile tescilli binalar kendisi ortada olmasa da aynısı yapılmak zorunda. Binanın ticari alan olmasının hiçbir önemi yok, artı Gültak’ın böyle bir derdi yok. Burası yıkılamaz, yıkılsa da aynısı yapılmak zorunda. İçinde kimsenin sahiplenmediği bir yapı var. Gültak ne yaptı? Anıtlar Kurulu’ndan yıkım kararını getirdim. Oranın kullanım iznini aldığımda o binayı yıkacağım” dedi.
“BURADA RANT VAR İSE AKDENİZ’E KAZANDIRACAĞIZ”
Bölgenin iş kadınlarının yoğunlukta olduğu bir bölge olduğuna dikkat çeken Gültak, “Bizim amacımız burayı ya kreş, ya müze ya da eğitim kurumu yapmak. Burada insanların çocuklarını bırakabileceği bir alan yok. Neden buna engel olmaya çalışıyorsunuz? Ben zaten Anıtlar Kurulu’na gidip izin isteyeceğim. Yapmazsam konuşursunuz. Tüm izinler alındıktan sonra yeniden restore ederek, içindeki absürt binayı yıkarak, 20-30 yıllığına kiralayacağız. Kendi mezun olduğum okulu nasıl plazaya veya ticari alana çevirebilirim, böyle bir hainlik olabilir mi? 18 yıldır kaderine bırakılmış, çürümeye yüz tutmuş bir okula el attık, iyi ki de el atmışız, demek ki önemli bir iş yapıyoruz. Ticari konuta ben çevirmiyorum, üst plana uygun bir plan yapıyorum. Öyle anlatıyorsunuz ki sanki rant sağlayacağız. Doğru bir rant var, Akdeniz kadınları için Akdeniz halkı için bir rant var. Burada rant var ise Akdeniz’e kazandıracağız. Burada kötü bir niyet yok. Bir dava açılıp buranın önü tıkanır ise ben üzülürüm, o okulun çocukları ağlar. Sizlerin huzurunda bir söz veriyorum, olmazsa gelin hesabını benden sorun” açıklamalarında bulundu.
“BİZ ALELACELE BİR ŞEY YAPMADIK”
Konunun acele meclis gündemine getirildiği yönündeki eleştirilere Başkan Seçer, şu yanıtı verdi:
“Biz alelacele bir şey yapmadık. Bu teklif, 1 Eylül tarihinde Akdeniz Belediyesi'nde kabul edilmiş ve bize gelişi 2.9.2020, yazı işlerimizde 4.9.2020'de işlem görmüş. Hatta bu gündeme alınmamış bu süre içerisinde, İmar’da beklemiş. Sonra Akdeniz Belediyesi’nin imar şubesi tarafından İmar’a gündeme alınması konusunda telkinde ya da uyarıda bulunulmuş. Eğer bu işlemi yapmaz isek bunu önergeyle yapacaklarını söylemişler, yani acele eden biz değiliz. Ben 8 Eylül günü geldim bu masaya oturdum, önüme bir önerge geldi. Ama ben bunu gündeme almıştım. Neden almıştım? Böyle gereksiz konularla tartışma açıp meşgul etmeyelim dedim. Israrla istiyor. Acele eden ben değilim. Normalde de şunu yapıyorum; ilçe belediyelerinden gelen teklifleri bir tartışma konusu olmasın diye zaman yitirmeden gündeme alıyorum. Şimdi burada zaman konusunda komisyonu sorgulayacaksınız. Yani iki-üç günde neden alelacele tartıştınız, getirdiniz? Bu başka bir tartışma konusu.”
“BİR AN ÖNCE ORAYI YAPALIM, KENTE KAZANDIRALIM”
Aslında tartışmanın işin esası değil, işin usulü olduğunu dile getiren Seçer, şöyle devam etti:“Bu konuyla ilgili Muhittin Bey benimle görüştü, anlattı. ‘Çok makul’ dedim. Orayı güzel restore edip, bir kreş yapalım. Bir vesile ile Vakıflar Bölge Müdürü’nün bizi ziyaretinde bu konu gündeme geldi. Lütfen bunu 1/5000’liğe uyduralım. Neden? Akar, bir de hayrat konularını bana anlattı. Eğer akar olursa, biz kendisinden talep ediyoruz, sıcak bakıyor. Daha Akdeniz Belediyesi yok gündemde. Biz başka konularda görüştük Bölge Müdürlüğüyle, Eshab-ı Kehf konusu da gündeme geldi. Masadan ayrılırken bu konuyu imar müdürümüze aktardım. ‘Burayı alacağız, kreş yapacağız ve gerekli imar değişikliklerini yapalım’ diye kendisine söyledim. Bir müddet sonra Sayın Gültak ile bir araya geldiğimizde bu konu gündeme geldi. ‘İster beraber çalışalım, benim de niyetim’ dedi. Aynı bizim niyetimizden bahsetti ama ‘benim bölgem, ben yaparsam mutlu olurum’ dedi. Şimdi orada ben şunu söyledim: ‘tabii ki siz yapın’. Neticede burası korunacak, usulüne uygun korunacak, dokusuna uygun korunacak. Buraya kadar bu hususta benim yaptığım bu. Ama şunu görüyorum. Ben Büyükşehir Belediye Başkanıyım. Bu konunun serencamını Sayın Gültak biliyor. Bu konu kendi meclisinde gündeme gelmeden önce aslında benimle paylaşılsa, çok daha rahat, bu tartışmalara neden olmadan, kamuoyunu da boş yere meşgul etmeden, spekülasyonlara da neden olmadan hallolabilir. Bizim bu konuda pek bilgimiz yoktu. Dediler ki, böyle bir konu geldi. Hayırlısı olsun, böyle de çıktı, kabul edildi, hayırlısı olsun. Üstünden birkaç gün geçti, Akdeniz Belediyesi çok ısrar ediyor, ‘bunu gündeme alın’ dediler, ‘alın’ dedim. Ama geç kaldık, gündemi yayınladık. ‘Peki’ dedim, gelecek aya kalsın. ‘Israrla önerge veririm’ diyorlar. Ben dedim ki, ‘yeterince Meclis’i geriyoruz, böyle gereksiz bazı hususlara hiç gerek yok, ben bunu gündeme alacağım, önerge falan da vermesin, komisyon bunu tartışsın’. Bizim buradaki rolümüz budur. Bizim niyetimiz orayı usulüne uygun şekilde restore etmek, orayı bir anaokulu yapmak. Bizim yapmak istediğimiz buydu. Şimdi burada tartışılan teknik konular da var. Sayın Başkanlar da söyledi, İmar Komisyonu üyesi arkadaşlarımız da söyledi. İşin usulüne uygun olabilmesi için belki orada ne proje yapılacaksa, hem Meclis bilgilenirdi, herkes bu konuda hemfikir olurdu, süratle bu kabul olurdu. Ama bunu yapmadan önce Koruma Kurulu’ndan da bu projenin herhangi bir sıkıntı yaratmayacağı, taraflarınca onaylanacağı görüşünden sonra bunu Meclis’e getirseydik çok daha iyi olurdu diyoruz. Biz orası restore edilmesin, orası çürüsün kalsın, orada bazı yasadışı işler olsun ya da çirkin bazı şeyler kulağımıza geliyor gibi bir şeyimiz yok. Bir an önce orayı yapalım, kente kazandıralım diyorum.”
SEÇER: “ENDİŞELERİ ORTADAN KALDIRALIM”
Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Muhammet Gültak’a seslenen Seçer, “Siz bir proje çalıştım dediniz, projeyi çalışın. Bazı kaygılar var. Taks sıfır 30 diyorlar bu binanın, ki bu tescilli bina. Doğru oraya bir çivi bile çakamazsınız, yıkamazsınız da, hiçbir şey yapamazsınız. Ama taks 50 olarak bu planda var. Ama ben Sayın Tat’a da sordum. Siz yeni bir bina yapabilir misiniz? Yapabiliriz ama Sayın Gültak ‘yapmayacağım’ diyor. Söz uçar yazı kalır. Plan, proje yapılsın, arkadaşlarımız yardımcı olsun. En azından kamuoyunun da böyle bir endişesi varsa gerek kalmasın. Kamuoyunun şöyle bir endişesi var; bina yapılmış yapılmamış meselesi değil. Meclis’in bu işe onay vermesi vermemesi meselesi değil. Tamam burada sayısal üstünlük vardır, bu tarafa aittir, bu tarafa aittir, iki taraflı konuşuyorum. Burada alınan kararın kamuoyunun indinde, kamuoyunun vicdanında kabul görmesi lazım. Bu endişeleri ortadan kaldıralım” dedi.Seçer, amacının bağcıyı dövmek değil üzüm yemek olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Şimdi oyladık kabul edildi, kamuoyunda bu tartışılır, tartıştırmaya gerek yok. Ben diyorum ki, bunu bekletin, bunu çekin, projeyi hazır edin, gerekli işlemleri yapın. Süreç öyle de devam edecek, böyle de. Yani başta yapacağımızı yapalım. Biz anladığım kadarıyla sonda yapacağınızı şimdi yapıyoruz. Siz sürece devam edin. Biz ‘yapmayın’ demiyoruz. Onaylatın, sonra komisyona havale edelim, o zaman gelsin buradan oybirliği ile geçsin, kamuoyu da meşgul olmasın. Yarın manşetler; Çankaya İlkokulu yıkılacak, şöyle olacak, böyle olacak. Siz söylediniz, ‘bilinçli olarak manipüle ediliyor’ dediniz. Kamuoyunun vicdanını da rahatlatalım, kamuoyunun endişesini de giderelim.”Meclis’e getirilen teklifin tekrar görüşülmek üzere komisyona iadesi oy çokluğuyla reddedildi. Teklif, komisyondan geldiği gibi oy çokluğu ile kabul edildi.
“MECLİS BİTMEDEN BU TABLOYU GÖRMEK İSTEMEZDİM”
Meclisin dilek ve temenniler bölümüne geçildiğinde bazı meclis üyeleri Milli Eğitim Bakanlığı’nın uyguladığı uzaktan eğitim modeliyle bir kısım öğrencinin teknolojik cihaz ve internet altyapısı sıkıntı yaşadığını dile getirdi. O sırada meclis üyelerinin bir kısmı toplantı bitimini beklemeden salondan ayrıldı. Salonda kalan meclis üyeleri bu tablodan rahatsızlık duyduklarını söyledi. Başkan Seçer, Cumhur İttifakı’na mensup meclis üyelerinden Divan Katipleri dışında yalnızca iki kişi kaldığını ve ilçe belediye başkanlarının dahi toplantı bitimini beklemediğini söyledi. Seçer, söz konusu durumdan duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, “Aslında ben de meclis bitmeden bu tabloyu görmek istemezdim. Ben de sitemimi dile getireyim. Hiçbir belediye başkanı da yok” dedi.