Cumhurbaşkanı kararıyla 60 gün süreyle ertelenen grevleri hakkında açıklama yapan Petrol İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Erçin Çulcu, yayımlanan bu kararla birlikte Türkiye’de grev hakkının fiilen ortadan kaldırıldığı ileri sürerek, hükümetin salgında emekçileri değil de işverenleri kolladığını savundu.
Haber-Behzat Özgür Beyazlar
Petrol İş Sendikası binasında yapılan basın toplantısına Türk İş Sendikası Mersin İl Temsilcisi İrfan Gültekin, DİSK Genel İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy ve Mersin Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Mahmut Sümbül ve platform üyeleri destek verdi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Petrol İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Erçin Çulcu, “Sendikamızın örgütlü olduğu, Mersin’de kurulu bulunan Soda Sanayii A.Ş.’de toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeni ile ilan edilen 9 Ekim 2020 uygulama tarihli grevimiz, Cumhurbaşkanı kararıyla 60 gün süreyle ertelenmiştir. Cumhurbaşkanı’nın verdiği bu kararın gerekçesi, grevimizin ‘genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte görülmesi’ olarak belirtilmiştir. Büyük ölçüde cam sanayiine girdi üreten bu işletmede milli güvenlik gerekçesiyle grevin ertelenmesini kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Öte yandan salgında üretim tüm hızıyla devam ederken hiç göz önüne alınmayan “genel sağlık” risklerinin, grev ertelemesine gerekçe yapılması dikkat çekicidir. Cumhurbaşkanı’nın grev erteleme kararı, 2020/31269 sayılı ve 9 Ekim 2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştır” dedi.
ÇULCU: “ÜYELERİMİZİN HAKLARI İÇİN GEREKLİ BÜTÜN MÜCADELE YAPILACAKTIR”
Yayımlanan Cumhurbaşkanı kararının Türkiye’de grev hakkının fiilen ortadan kaldırıldığının yeni bir kanıtı olduğunu ileri süren Çulcu, “Salgında emekçileri değil işverenleri kollayan hükümet, verdiği bu kararla grev hakkının yanı sıra toplu iş sözleşmesi hakkının kullanımını da engellemektedir. Grev yasaklarının kapsamının zaten yeterince geniş tutulduğu ülkemizde, bu yasağın bulunmadığı işyerleri için de grev erteleme kararları devreye sokulmaktadır. Türkiye’de grev erteleme kararları ile toplu iş sözleşmesi süreçlerinde işverenlerin eline büyük bir koz verilmekte, sendikalar ve işçinin iradesi baskı altına alınmaktadır. İşçiler, grev yasakları ve taraflarca anlaşma sağlanamadığı takdirde bu grev erteleme kararları ile nihayetinde Yüksek Hakem Kurulu (YHK) prosedürüne mahkum edilmektedir. Yasalar ve prosedürler, işverenler lehine çalıştırılmaktadır. Grev yasağının tamamen keyfi ve hukuksuz olduğu, 60 gün sonunda anlaşma sağlanamazsa Yüksek Hakem Kurulu’na gidileceği için erteleme ‘yasaklama’ anlamına gelmektedir. Oysa grev ve toplu sözleşme bir haktır. Şişecam Hükümetten aldığı güç ile kendi işçisinin hakkını gasp etmiştir. Son güne kadar masada müzakere yapılırken 19. Dönem TİS görüşmelerinde işveren bir anda sessizleşerek çözümün önünü kesmiştir. 30.01.2020 tarihinden itibaren Şişecam A.Ş.’nin 3 yıllık sözleşme ve hafta tatili günlerinde eksiltme talebi vardır. 6 gün çalışan ve 2 gün hafta tatili yapan arkadaşlarımızın 1 günlük hafta tatili olması durumunda vardiya düzeninde değişiklik yaparak 90 kişinin iş aktinin feshi amaçlanmaktadır. Yüksek Hakem Kurulunun bu tutumu işten çıkarmaların önünü açmaktadır. Petrol-iş Sendikası 18 dönemdir karşılıklı anlaşılarak uygulanmakta olan çalışma düzeninin değiştirilmesine asla izin vermeyecektir. Petrol-iş Sendikası ile Şişecam A.Ş. arasında imzalanması ve İş Barışının korunması için sözleşme yürürlük başlangıcı itibariyle 557 üyemizin çalıştığı Soda Sanayii A.Ş.’de, üyelerimizin hakları için gerekli bütün mücadele yapılacaktır” şeklinde konuştu.
SÜMBÜL: “SINIF DAYANIŞMASINI HER ZAMAN GÜÇLENDİREREK GÖSTERECEĞİZ”
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Mahmut Sümbül ise yaptığı konuşmada, “Bizler de bugün Petrol-İş’in ve işçilerin yaşadığı bu haksız hukuksuz emek karşıtı duruma hayır demek için, onlarla dayanışma içerisinde olduğumuzu ve bundan sonraki süreçte de onlarla omuz omuza dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtmek için geldik. Gerçekten de pandemi koşullarını fırsata çevirerek; işçilerin, emekçilerin haklarını ‘genel sağlık’ gibi yine ‘milli güvenliği bozucu davranış’ gibi çerçevesi hiçbir yere sığmayacak gerekçelerle bu mücadeleyi kıramayacağını biliyorlar. Emekçilerin haklarını pandemiyi gerekçe göstererek kırpmak için, emekçileri en düşük ücretlerle çalıştırmak, onlara istedikleri toplu sözleşmeye itmek için atılan bu adımlara karşı biz yoldaşlarımızın yanındayız. Sınıf dayanışmasını her zaman güçlendirerek göstereceğiz. Mersin her zaman bunu yapmıştır, yapmaya da devam edeceklerdir” ifadelerini kullandı.
GÜLTEKİN: “PETROL-İŞ’İN ALDIĞI TÜM KARARLARIN ARKASINDA OLACAĞIZ”
Türk İş Sendikası Mersin İl Temsilcisi İrfan Gültekin ise Petrol-İş’in mücadelesine destek vermek için burada olduklarını ifade ederek, “Bu fabrikaların yaptıkları kendi çıkarları ve menfaatleri içindir. İşçilerin en son çıkarı grevdir. Grevin sonunun nereye gideceğini kimse bilmez. Ancak işçinin tek dayanağı odur. Orada da durduruluyorsa, işçiler gözden çıkarılmış demektir. Türkiye’de yüzde 67 vergiyi ödeyen işçilerdir. Kaçacak bir yerimiz yoktur, orada cam işçilerinin aldığı maaş 3 bin 500 TL civarında bir para. Yoksulluk sınırının 8 bin TL olduğu bir yerde, açlık sınırının 2 bin 400 TL olduğu bir yerde bu arkadaşlarımızın aldığı 3 bin 500 TL’yi 4 bin 500 TL yapamıyorlarsa bu onların ayıbıdır. Oradan günde 100 tane kamyon çıkıyor, nereye gidiyor bunlar? Bu parayı kazanırken de böl-parçala-yönet, işçilerin orada bir kısmını bertaraf etmek için. Esas merdiven altı çalışma geliyor bu ülkeye, esnek çalışma. İşte arkadaşım anlatıyor, oradaki işçilerin bir kısmına uzun süre ücret vermemek için mücadele ediyorlar. Bunun mücadelesinde Petrol-İş aldığı tüm kararların arkasında olacağız, bu mücadelenin sonuna kadar destekçisi olacağız. Buradan işverenlere sesleniyoruz; uyum içinde çalışmak istiyor o işçiler” diye konuştu.
GÖKSOY: “SERMAYEDEN YANA DEĞİL, İŞÇİDEN YANA TUTUM SERGİLEYECEĞİZ”
DİSK Genel İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy ise şu ifadeleri kullandı: “Aslında işin özünde şu yatıyor; devletten beslenen, sırtını devlete dayayan bir işverenden bahsetti. Bunlar birinden besleniyor. AKP iktidarı sermayeden beslenen bir iktidardır ve yeni değil defalarca kez grevlere yasak uygulamaları ile tekrar sermayeden yana olduğunu bir kez daha grevi yasaklayarak göstermiştir. Bizler demokrasi güçleri olarak, işçi sendikaları olarak emekten yana olan bütün düşüncedeki insanlarla birlikte Petrol-İş Sendikası’nın yanında olacağımızı ve nerede haksızlık yapılan bir iş yeri olursa onların destekçisi olacağımızı; sermayeden yana değil, işçiden yana tutum sergileyeceğimizi tekrar söylüyoruz. İşverene de çağrımız; işçilerin birliği geçmişte olduğu gibi şimdi de sermayeyi yenmiştir, yenmeye de devam edecektir” dedi.
|