Türkiye’de ham maddeyi geri teknolojilerle ürettikleri için pahalı olduğunu ve dışa bağımlılığın bundan kaynaklı olduğunu dile getiren BonaBant Yönetim Kurulu Başkanı Nida Beyoğlu Arslan, “Biz en azından şöyle yapıyoruz; Ürünü alıyoruz, burada tutkallıyoruz ve insanların dışa bağımlılığını kesiyoruz. Yani ithalatın önünü kesiyoruz” açıklamalarında bulundu.
Haber- Cansugül Yıldırım
BonaBant Yönetim Kurulu Başkanı Nida Beyoğlu Arslan, firmanın kuruluş süreci ve hizmet alanları hakkında gazetecilere konuştu. 2018 yılında Aykut Gıda çatısı altında koli bandı sektöründe faaliyetlerine başlayan BonaBant, Türkiye’nin ikinci firması olarak üretimlerine ara vermeden devam ediyor. Arslan, 2018 yılında kurulma aşamasına geçen ve Ar-Ge çalışmalarımızın sonucunda 2019 yılında Türkiye’nin ikinci firması olarak tam anlamıyla 3 milyon dolarlık yatırım bedeli ile faaliyet göstermeye başlayan BonaBant firması milli sermaye ile yerli üretim yapmayı kendisine ilke olarak belirlediğini söyledi. Arslan, “Aykut Gıda Tic. Ltd. Şti. Mersin’de yapışkanlı paket bandı üretim tesisini BonaBant markası ile faaliyete alıyor. Halihazırda ülkemize yurtdışından ithal edilmekte olan yapışkanlı koli bantları, bioryente polipropilen film tesisimizde üreteceğimiz yapıştırtıcı tutkal ile birlikte işleyerek Jumbo bobinlerde yapışkanlı şeffaf bant (scotch tape) üretilmektedir. Hizmetlerimizin arasında istenilen boyda bobin ebatlama, tutkallı- tutkalsız BOPP film bobin (160cm ve 128cm) tedariği ile birlikte çeşitli ölçülerde renkli ve şeffaf kolibandı toptan ve perakende satışlarımız bulunmaktadır. İlk olarak bir vardiya ile başladık. Birçok ciddi büyük firmalar bizleri ziyaretlerinde sordukları soru şuydu; Piyasada olacak mısınız olmayacak mısınız? Biz de dedik ki; Burada asıl amacımız Jumbo bobin satmaktı fakat biz bu tesisi sadece Jumbo satmak için kurmadık. Ürünümüzün sadece Mersin bölgesinde kalmadan hem iç pazarda hem de dış piyasada yer alacağını söyledik. Çünkü Bonabant için ciddi bir yatırım yaptık. Bu yatırımın meyvesini toplamak için de kabuğumuzdan çıkmamız gerekiyordu. Kısa bir süre içerisinde dış pazarda kendimize yer bulduk ve kendinden emin bir duruş sergiledik” şeklinde konuştu.
“HAM MADDE ÜRETEN BİRİYLE SAVAŞMAK ÇOK ZOR”
Yapılan yatırımlar sayesinde tam otomatik makine ile birlikte hem iç piyasa hem de ihracat çoğaltma hedeflerinin başladığını dile getiren Arslan, Türkiye’de ham maddeyi geri teknolojilerle ürettikleri için pahalı olduğunu söyledi. Dışarı bağımlılığın bu yüzden kaynaklandığını belirten Arslan, “Ama en azından şöyle yapıyoruz; Ürünü alıyoruz, burada tutkallıyoruz ve insanların dışa bağımlılığını kesiyoruz. Yani ithalatın önünü kesiyoruz. Jumbo olarak 50’ye yakın müşterimiz var. Hepsi de ithalat bağlantılıydı ve daha sonrasında bizi tercih etmeye başladılar. İlk olarak şeffaf renksiz bantla başladık, sonra pazarın talepleri ile birlikte çeşitli renklerde bant üretmeye başladık” dedi. Arslan, Amerika, İngiltere ve Bakü’ye ihracat yaptıklarını söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti: “Bant kısmı için konuşacak olursak; İhracat yapmak çok zor. Ham maddeyi üreten birçok ülke var. Dolayısıyla ham madde üreten biriyle savaşmak çok zor. Ürünü burada üretmek için 100 milyon dolar gibi bir bütçeyle yatırım yapmanız gerekiyor. Bu yüzden ürünün ham maddesini dışardan alıp ürünü burada işleyip iç piyasa ve ihracatını yapmak daha cazip geliyor.”
“FİRMALARI BİRÇOK EKSTRA MALİYETTEN KURTARIYORUZ”
İthalat ile aralarındaki farktan söz eden Arslan, ithalatta yaşanılan sıkıntıları dile getirdi. Arslan, ithalatta sipariş verirken ürünün ortalama 40 gün gibi bir sürede geldiğini ve verilen siparişin çoğunu ödemek durumunda kalındığından bahsederek, “Örneğin 10 konteyner ürün siparişi verdiniz ve yaklaşık 250 bin dolar gibi bir rakam tutuyor. Bunun yüzde 30’unu ödemek zorunda kalıyorsunuz. Yani para elinizde kalmıyor ve dışarıya sürekli ödeme yapıyorsunuz. Gümrük masrafı, vergi vs gibi durumlarda ekstra bir maliyetle karşılaşıyorsunuz. Bunun dışında ithalatta ürün sipariş ederken belirli bir hacmin üstünde sipariş vermeniz gerekiyor. Bizde ise; stokla çalıştığımız için en geç üç gün içerisinde ürün teslimatını gerçekleştiriyoruz. Herhangi bir sınırlama olmadan ürün siparişi alabiliyoruz. Bununla birlikte firmaları birçok ekstra maliyetten kurtarıyoruz” ifadelerini kullandı.
“3 AYLIK CİROMUZ YAKLAŞIK 20 MİLYON TL”
Pandemi döneminde de çalışmalarına devam ettiklerini, 3 vardiya sistemi ile devam ederek izinler doğrultusunda çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Arslan, siparişlerin bu dönemde de yoğun olduğunu ve 3 aylık cirolarının yaklaşık 20 milyon TL’yi bulduğunu söyledi. Arslan, “Öncelikli hedefimiz daha fazla çeşit üretmek, Koli bantı üretimini artırmak, yurt dışı pazarında ihracat yapmak, daha çok istihdam sağlayabilmek, Bonabant’ı geniş kitlelere sunmak ve tanıtmak, tüm çalışanlarda kalite, bilincini tesis etmeyi hedeflemekteyiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.
NİDA BEYOĞLU ARSLAN KİMDİR?
1992 doğumluyum. Evli ve Serra isminde bir kız çocuk annesiyim. İstanbul Aydın Üniversitesi mezunuyum. Üniversiteden mezun olduktan sonra Mersin’e geldim ve Aykut Gıda’da çalışma hayatıma başladım. Burada çok ciddi bir iş tecrübesinin yanı sıra vizyoner ve inovatif bir bakış açısı kazandıktan sonra, babam Nihat Beyoğlu’ndan Aykut Gıda’yı devraldım. Kendisinin de önderliği ile böyle bir yatırım yaptık ve Bonabant markasını ortaya çıkardık. Şu anda da BonaBant markamızın inovasyon ışığında hedeflerine ilerlemesi için çalışmalarımı ara vermeden sürdürüyorum.
|