Haber-Sen 7 No’lu Şube Kadın Sekreteri Adanır Eren, tüm kamu kurumlarında dönüşümlü çalışma uygulandığını, 60 yaş üstü, kronik rahatsızlığı olan, hamile ve engelli kamu çalışanları idari izinli sayıldığını ama yönetmelikler ve genelgelerin PTT emekçilerini kapsamadığını belirterek “Yorulduk, tükendik, ölüyoruz” dedi.
Haber- Gizem Konucu
Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası (Haber-Sen), PTT’nin korona virüs salgınında almadığı önlemlerle ilgili Eğitim-Sen binasında basın toplantısı düzenledi. Düzenlenen basın toplantısında konuşma yapan Haber-Sen 7 No’lu Şube Kadın Sekreteri Adanır Eren, “PTT işyerlerinde pandemi süresince alınmayan önlemler, pek çok emekçinin tedavi altına alınması ve kurumda yaşanan can kaybı acısı gittikçe öfkemizi arttırıyor. PTT yönetiminin kâr hırsına feda ettiği hayatları kabul etmiyoruz” dedi. Korona virüs salgınında, virüsün değil salgın sürecinde alınmayan önlemlerin kendilerini öldüreceğini söyleyen Eren, “Artık PTT yönetimi de bununla yüzleşmeli! Yeni acıların yaşanmaması için PTT yöneticilerinin ve siyasi iktidarın üzerine düşeni yapması gerekiyor. Biz emekçiler, yöneticilere daha fazla uyarıda bulunmak, görevlerini eksiksiz yapmaları için daha fazla mücadele etmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
“UMARIZ DAHA FAZLA EMEKÇİ ARKADAŞIMIZ YAŞAMINI YİTİRMEZ”
Eren, salgının etkisinin artarak devam ettiğine dikkat çekerken, açıklanan yeni hasta sayılarındaki artış ile birlikte durumun giderek ciddileştiğini gösterdiğini belirtti. Eren, “Aynı zaman da gerçek hasta sayısı bir an önce kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Bu konuda geçerli ve etkili önlemlerin alınması gerektiğini defalarca dile getirmemize rağmen, önlemler alınmadı. Biz bu konunun takipçisi olacağız. Salgın nedeniyle onlarca emekçi arkadaşımız, sevdiklerini kaybetti. Son olarak içimizden biri, Samsun Başmüdürlüğü’nde görev yapan PTT emekçisi Rafet Varan yaşamını yitirdi. Arkadaşımızın yakınlarına ve sevenlerine sabır diliyoruz. Acımız büyük, umarız daha fazla emekçi arkadaşımız yaşamını yitirmez” şeklinde konuştu.
Çalışma koşullarının bu dönemde daha da kötüleştiğini öne süren Eren, “Eşit işe eşit ücret, usulsüz atamalar ve liyakatsiz yöneticilerin atanması emekçiler arasında adaletsizliği daha da derinleştirmektedir. Performansa göre ödeme, idari hizmet sözleşmesi (İHS), taşeron çalıştırma ve parça başı çalışma biçimlerinin yaygınlaşmasıyla emekçiler köleleştirilmektedir. Kazanılmış haklarımızın gasp edilmesine izin vermeyeceğiz” dedi. Eren, PTT çalışanlarına 11 Mart’ta ilk Covid-19 vakasının görülmesi ile birlikte asli işleri dışında da görevler yüklendiğini iddia ederek, çalışanların daha yoğun bir iş temposu içerisine girdiğini dile getirdi. Eren, “Personel eksikliği nedeniyle, ülkenin birçok yerinde salgından dolayı karantina da olan PTT emekçileri olduğundan, birçok kargo/posta gönderileri zamanında dağıtılamamakta ya da alıcılarına çok geç ulaştırılabilmektedir. Hizmetlerin aksamasının sorumlusu olanlar; özveriyle çalışan, salgında hayatlarını ve çevrelerini de riske eden PTT emekçileri değil, yıllardır kuruma personel alımını gerçekleştirmeyen yöneticilerdir” ifadelerini kullandı.
“KURUMUMUZA SAHİP ÇIKMAK İÇİN MÜCADELE CEPHEMİZİ GÜÇLENDİRECEĞİZ”
Eren, Cumhurbaşkanlığı, bağlı, ilgili ve ilişkili kamu kurum ve kuruluşları için üst yönetici, bakanlıklar, bağlı, ilgili ve ilişkili kamu kurum ve kuruluşları için bakan, diğer kamu kurum ve kuruluşları için üst yönetici, illerde valiler tarafından 10.00-16.00 olarak mesai saatlerini değiştirmesiyle ilgili bu çalışma saatlerinden kendilerinin faydalanamadığını dile getirdi. Eren konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Tüm kamu kurumlarında dönüşümlü çalışma uygulanırken, 60 yaş üstü, kronik rahatsızlığı olan, hamile ve engelli kamu çalışanları idari izinli sayılırken, yönetmelikler ve genelgeler PTT emekçilerini kapsamadı. Herkes istediği zamanda ve istediği süre de senelik iznini kullanırken, yoğun çalışma temposu ile çalışan PTT emekçileri senelik izinlerini kullanırken kısıtlama ile karşı karşıya kaldı.
Acil olarak yapılması gereken tek bir şey vardır; o da PTT çalışanı sayısını OECD ülkelerindeki ortalamaya yaklaştırmak ve tüm PTT emekçilerinin kadrolu bir şekilde istihdam edilmesinin sağlanmasıdır. Yorulduk, tükendik, ölüyoruz, artık yeter. Yaşamımızı savunmak, kurumumuza sahip çıkmak için mücadele cephemizi güçlendireceğiz.”