“Cehenneme gitmek istemiyorum Kamuoyunu aydınlatmak istiyorum”

Tarih: 16 Aralık 2020 Çarşamba 14:50

Haber- Behzat Özgür Beyazlar

Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi 2. Olağanüstü Toplantısı, Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirildi. Mecliste görüşülen 3 madde de Cumhur İttifakı tarafından bir kez daha reddedildi. Borçlanma talebi mecliste mayıs ve temmuz aylarında da gündeme gelirken, 11 Aralık’ta gerçekleşen mecliste yeniden borçlanma talebinde bulunulmasına rağmen Cumhur İttifakı tarafından gerekçesiz bir şekilde reddedildi. Vahap Seçer, ret oyu kullanılmasıyla ilgili bir gerekçe istediklerini ama komisyon raporunda gerekçenin olmadığını belirterek, “Sayın Topkara da gerekçe vermek istemiyor. Konuşmalarımız sonucunda kendince bir cevap verdi, kendince diyorum çünkü yazıya dökmedi. Yıl bittiğini ve faizlerin yükseldiğini bu yüzden ret oyu verdiklerini söyledi. Bu samimi bir yaklaşım değil” ifadelerini kullandı. Seçer, kendisinin atamayla değil seçimle geldiğini ifade ederek, “Burada 1 milyon 800 bin kişiyi temsil ediyorum. Cehenneme giden yol iyi niyet taşları ile döşenir. Ben iyi niyetle yaklaştım ama ben cehenneme gitmek istemiyorum. Kamuoyunu aydınlatmak istiyorum” dedi. Borçlanma yetkisini aylardır alamadıklarını ve bu yüzden birçok ihale ile işi geciktirmek zorunda kaldıklarını da dile getiren Seçer, “Elimizde bizim can simidimiz yok. Can simidimiz nedir? İtibarımız neden olur? Verdiğimiz sözü tutarız. Gününde ödememizi yaparız” ifadelerini kullandı. Tüm olumsuzluklara rağmen belediyenin piyasaya güven verdiğini vurgulayan Seçer, “Bir ihaleye neden 30-40 firma giriyor. Bir ciddiyet gelmiş. İsrafın olmayacağını, yanlışlığın en asgari düzeyde kalabileceğini herkes biliyor. Hepimiz kuluz, maddi yanlışlıklar yapılabilir. Ama bir istismarın, suiistimalin olmayacağını herkes biliyor” şeklinde konuştu.   

“EVET DİYECEĞİNİZ GÖRÜŞMELERDE DE TAM KADRO OLUN, O ZAMAN ALKIŞLARIM”

 “Bu maddeye ret oyu vereceğinizi biliyorum” diyerek Cumhur İttifakı’na seslenen Seçer, “İkna olmayacağınızı biliyorum. Çok da güzel çalışılmış. Mevcudunuz da tamam, inşallah her konuda bu kadar hassas olursunuz. Yüzde yüz tamamsınız. Bana evet diyeceğiniz görüşmelerde de tam kadro olun o zaman alkışlarım sizi ama ısrarla ret veriyorsunuz. Kanunlardan aldığım yetkiyi kullandım, bir kez daha hukuka aykırı gördüğüm için, belediyemin hizmetlerinin aksayacağını düşündüğüm için yeniden oylamaya sundum. Borçlanma vermiş olsanız da vermiş olmasanız da ben vatandaşlarımıza verdiğimiz sözü yerine getireceğim. Nerede ne yatırım yapacağımızı 2021 yılı yatırım programına aldık. Hepsini harfiyen yapacağız. Bir şekilde ya bir yol bulacağız ya bir yol yapacağız. Ondan kimsenin kuşkusu olmasın” dedi.

“DİRENÇLE KARŞILAŞIYORUZ, BU DEMOKRATİK DEĞİL”

CHP’li meclis üyesi Muhittin Ertaş madde ile ilgili çalışma yaptığını ve borçlanma yetkisinin Mersin’e özel olmamasına rağmen Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde böyle bir dirençle ret oyu kullanıldığını belirtti. Ertaş, “2020 yılı içerisinde Bursa Büyükşehir Belediyesi 3 milyon nüfusu var 590 milyon lira borçlanma yaptı. Kayseri Büyükşehir Belediyesi 1 milyon 400 bin nüfusu var 350 milyon lira borçlanma yapmış. Samsun Büyükşehir Belediyesi 1 milyon 348 bin nüfusu var 523 milyon lira borçlanma yapmış. Manisa Büyükşehir Belediyesi nüfusu 1 milyon 440 bin, 791 milyon lira borçlanma yapmış. Bunların içerisinde bir kısmı da su idaresinin borçlanması da var. Ve bugün biz bakıyoruz 1 milyon 800 bin nüfuslu Mersin Büyükşehir Belediyesi 250 milyon liralık borçlanmayı alabilmek için dirençle karşılıyoruz. Bu demokratik bir durum değil” diyerek borçlanmanın yapılmamasında bir sebep olmadığına dikkat çekti. CHP’li meclis üyesi Ali Boltaç da söz alarak verilecek olan bu borçlanma yetkisi ile esnafa da can suyu olunacağına dikkat çekerek, “ Bugün bu meclis pandemi sürecinde faturayı esnafa ağır bir şekilde çıkarmayacaktır. Esnaf adına rica ediyorum” dedi. Başkan Seçer, borçlanma yetkisi almanın doğrudan esnafı da ilgilendirdiğini ifade ederek, “Bu para alınacak, bu para bizim mal ve hizmet alımlarındaki borçlarımızın ödemesine gidecek” diye belirtti.

“BU HAK BENİM,  BU HAKKI GASP EDEMEZSİNİZ”

Borçlanma yetkisi ile ilgili madde görüşülürken Seçer, MESKİ’nin esnafa ayırdığı pay ile ilgili sitemli olduğunu söyledi. Seçer, “AK Parti Grup Sözcüsünün twitter sayfasına girin. Burada bir polemik yaratma adına söylemiyorum, destek aldığımızı söylüyorum. Öyle bir yayım yapıldı ki, anlamsız bir şekilde yapıldı. Bunu Cumhur İttifakı çıkardı da biz destek vermişiz gibi bir şekilde yansıtıldı. Ama biz dedik ki parayı Büyükşehir MESKİ’ye ödesin, şu kıt kanaat dar dönemimizde mevcut kaynaklardan esnafımıza ayırdığımız bir pay olsun bunu da beraber yaptığımızı söyledik. Farklı yansıtıldı” ifadelerine yer verdi. Yapılacak borçlanma ile birlikte esnafa da destek olunacağının altını çizen Seçer, “175 milyon lira uzaya gitmeyecek. Bir başka ülkeye gitmeyecek, bir başka şehre gitmeyecek, Mersin’de kalacak. Zaten insanlar kan ağlıyor. Pandemide dükkanlar kapalı. Benden 1 ay parasını erken alırsa kredisini 1 ay erken kapatır. 1 ay eksik faiz öder. Çünkü ben geç ödüyorum. Faizi esnafa ödetiyorum. Bu yanlış, bu hak benim. Bu hakkı gasp edemezsiniz, alamazsınız elimden. Bu yanlıştır, ben bunu anlatmaya çalışıyorum. Piyasaya para süreceğiz yılbaşından önce. Zaten insanlar perişan. Devre faizlerini ödeyemeyecek esnaf. Arkadaşlar Allah aşkına biz sokağı bilen insanlarız. Niye böyle davranıyorsunuz? Niye bunu siyasi bir tartışma konusu yapıyorsunuz?” şeklinde konuştu. Meclis üyelerinin konuşmalarının ardından yeniden oylamaya sunulan borçlanma yetkisi Cumhur İttifakı’nın 43 oyu ile yine reddedildi.

“BU OLAYA BAKARKEN SİYASETİN ETKİSİNDE Mİ KALIYORUZ?”

Mecliste görüşülen konulardan bir diğeri ise kadın ve çocuk sorunlarının çözümü için Mersin Barosu’yla iş birliği yapılması maddesiydi. Bu madde de Cumhur İttifakı tarafından Baro Başkanı’nın ‘marjinal bir siyaset anlayışında olması’ sebebiyle reddedildi. Oylama öncesi meclis üyeleri konu ile ilgili görüşlerini belirterek kadın ve çocukların siyasete alet edilmemesi gerektiğini ve haklarının gasp edilmemesi için meclisten geçmesi gerektiğine dikkat çektiler. Konu ile ilgili görüşlerini belirten CHP Meclis Üyesi Salahattin Arslan, “Kadın ve çocuk haklarının savunmasında hiçbir kamu görevlisi ve hiçbir vatandaşımızın, bırakın meclis üyelerini bu konuda en küçük bir eksiklik yaşanmasına hiç kimse bir hata yapılmasını içine sindirmez” diyerek meclisin de hassas davranacağına emin olduklarını söyledi. “Ancak bu olaya bakarken biraz merkezi siyasetin etkisinde mi kalıyoruz? Buna anlam veremiyorum” diye sözlerini devam eden Arslan, “Mersin Barosu avukatlarıyla bir imza altına alınarak istismara uğrayan çocuk ve kadınları bir nebze de olsa güvence altına alabilmenin topluma verilecek son derece olumlu bir hizmet olduğu kanaatindeyim. Bunun olumsuz bir yönü olamaz. Bu konuda bir eleştiri değil de eksiklik varsa tamamlayalım. Daha güçlendirebileceğimiz kararlar çıkabilir. Bu konuda meclis üyelerimizin katkılarını bekliyoruz” şeklinde konuştu.

“HUKUKİ BİLİNÇLENDİRMEYİ VERECEK OLAN BARODUR”

CHP Meclis üyesi Ünzile Kuru, hukuki bilinçlendirme için baro ile işbirliği yapılması gerektiğini söyleyerek, “Buradan geçende birkaç arkadaşımız bakanlık var, Milli Eğitim Bakanlığı’yla çalışılabilir dedi. Daha önce ki yıllarda Milli Eğitim’le Baro’nun da bir protokolü var. Ve bu eğitimi yine Milli eğitim kapsamındaki okullarda da yine baro yaptı. Yine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın ve Mersin bünyesinde il müdürlüğünün çalışmalarda da yine Mersin Belediyesi bulunuyor ve ilçe belediyeler de bulunuyor. Ayrıca belediyemize düşen, sosyal belediyecilik anlayışı gereği de yükümlülükler var. Bunlardan bir tanesi de yine kadın ve çocuk haklarıdır” dedi. Ret oyu kullanan meclis üyelerine seslenen Kuru, “Her arkadaşımın, kendi kızlarının da kız kardeşlerinin de annelerinin, komşularının da, yeğenlerinin de bulunduğunu anlamanız gerekir. Kadınların bilinçlenmesinden neden korkuyoruz arkadaşlar? Ben burada önceki kararınızdan döneceğinizi umut ediyorum” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’DEKİ BAKIŞ AÇISI, BAROYA BAKIŞ AÇILARI DEĞİŞMİŞ”

Seçer, meclis üyelerine söz hakkı verdikten sonra önceki dönemde de baro ile kadın ve çocuk haklarına ilişkin iş birliği yapıldığını söyleyerek, “Geçmiş dönemde de meclise getirilmiş, konu kadın ve çocuk. Bugün burada görev yapan Cumhur İttifakı üyesi partilere mensup Sayın İsmail Tepe bağlı, Mustafa Çetinkaya, Mükerrem Tollu, Volkan Şeker, Mehmet Topkara, Osman Yasin, Ferhat Aktan, İsmail Yerlikaya. Cumhuriyet Halk Partisi grubundan Sayın Neşet Tarhan, Tuncay Gökçel ve bağımsız meclis üyesi arkadaşımız Yüksel Çelik görev yapıyordu. Bu meclis baro ile protokol yapma yetkisini bir önceki dönemin belediye başkanına verdi. O günden bugüne ne değişti? Belediye başkanı değişti. O dönemde baro başkanlığı yapan arkadaşımız Sayın Alpay Antmen şu anda Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili. Bakın Türkiye’de değişen elbette belediye başkanı ama bazı anlayışlar da maalesef olumsuz yönde değişmeye başlamış. Milliyetçi Hareket Partili bir belediye başkanı bugün Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili olan bir baro başkanı böyle bir protokolü yapabiliyor. Meclis aynı meclis, 11 eski üye şu anda görev yapıyor. Ve reddediliyor. Şu an değişen nedir? Tabii ki anlayışın değiştiğini düşünüyorum. Bize karşı anlayışın, Türkiye’deki bakış açısı, baroya bakış açıları değişmiş. Keşke olumlu yönde değişseydi” diyerek bu durumun biteceğini umut ettiğini söyledi. Seçer, “Umarım bu sancılı süreç mutlaka bitecektir. Demokrasilerin olgunlaşması zaman alıyor. Doğum sancısız olmaz. Bunları yaşayacağız ama doğru yolu elinde sonunda bulacak bu toplum, siyaset ve siyasetçiler” dedi.