“Kentsel dönüşümde öncelik Çay Mahallesi’ndeki vatandaşların”

Tarih: 1 Şubat 2021 Pazartesi 16:10

Haber- Sevcan Akgül

Akdeniz Belediyesi Meclis Toplantısı Şubat Ayı Birinci Birleşimi Akdeniz Belediyesi Başkanı M. Mustafa Gültak başkanlığında gerçekleştirildi. Açılış ve yoklamanın ardından bir önceli tutanak kararları okunurken, gündem maddeleri görüşüldü. “Akdeniz’ de Umuda Yolculuk Projesi” kapsamında, Akdeniz İlçesi sınırlarında ikamet eden, sosyo-ekonomik durum açısından dezavantajlı olan onkoloji hasta ve yakınlarına yönelik; sosyal yardım ve hizmet, psiko-onkolojik destek, manevi rehberlik ve sosyo-eğitsel faaliyet hizmetlerini içeren proje kapsamında Mersin İl Sağlık Müdürlüğü ile protokol imzalama konusunda Akdeniz Belediye Başkanı M. Muhammet Gültak’a yetki verilmesi ile ilgili teklif komisyona sevk edildi. Bir diğer madde olan Mersin İli Akdeniz İlçesi Karaduvar Mahallesi sınırları içerisinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı V.Bölge Müdürlüğünce hazırlanan “Karaduvar Balıkçı Barınağı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği”ne esas kurum görüşünün hazırlanması ile ilgili teklif meclis gündemine sunuldu. Gültak, konuyla ilgili konuşmasında detaylı bilgi vererek, “Menderek sayısının artacağını ve bu şekilde daha fazla geminin yanaşacağını söyledi. Şu anki potansiyeli artırılmış oluyor. Çamlıbel Marina ile ilgili etüt projesi bitti. Denizaltı çalışmaları devam ediyor. Orada da profesyonel balıkçılarla ilgili bir alan olacak” ifadelerini kullandı.  

“65 MAHALLENİN YARISINI KIRSAL YER OLARAK GÖSTEREMEZSİNİZ”

Gündemde yer alan “16/10/2020 tarihli ve 31276 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7254 Sayılı Yasanın 10. maddesi ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununa eklenen ek maddeye göre kanun maddesinde yer alan özellikleri taşıyan ilçe sınırlarımızdaki mahalle ve yerleşim yerlerinin tespit edilmesi ve bu kapsamda kırsal mahallelerin tanımlanması ile ilgili teklifin görüşülmesi” maddesi meclise sunuldu. Gültak, “Bu bölgedeki insanlara birinci faydası emlak vergisinden muaf olacaklar. Ticari ve turistik yerlerde kullanılan bina, arsa ve arazilerde alınan emlak vergisinde ise yüzde 50 indirim uygulanıyor. Bu alanlarda alınması gereken inşaat harcı ile alınması gereken harçlar alınmaz. Dolayısıyla burada emlak vergisi, içme suları, inşaat yapacak olurlarsa inşaat harçları hem de turizm veya ticari alanda yatırım yapmak isteyen iş adamlarının önünün açılması konusunda birçok alanda katkı sağlayacak” dedi.  CHP’li Meclis üyesi Serhat Servet Dövenci konula ilgili söz alarak, “Tüm ilçelerimizin bugüne kadar getirmiş olması lazımdı böyle bir konuyu. Bizim ilçemizin buna öncülük yapması güzel bir şey. Bu mahallelerin hepsi doğrudur köy statüsü taşıyan kırsal alan olarak geçmesi gereken yerler. Fakat başka mahallelerimiz de var. Kazanlı, Adanalıoğlu gibi. Eksik bir durum söz konusu. Bununla ilgili komisyona gidecek mutlaka ama komisyona gitmeden önce bir komisyon kurulup, bir çalışma yapılmalı. Yoksa ileride diğer taraflarda ciddi tepkiler başlayacak. Buralar tamam ama biz de kırsal alanız diyecekler. Eşitsizlik yapmadan komisyona gidilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. CHP’li Meclis Üyesi Muhittin Ertaş da konuyla ilgili yalnızca avantajların sayıldığını, dezavantajların da gündeme getirilmesi gerektiğine değinerek, “Bu mahalleler kırsal alan olarak değişirse ne tür hizmetlerden mahrum kalacak? Bunların da şeffaf tartışılması gerekiyor. Bu avantajların ve dezavantajların bölge halkıyla paylaşılması, onların da fikrinin alınması gerekiyor. Hassas bir konu” şeklinde konuştu. Gültak görüşülen madde ile ilgili 65 mahallenin 39’unun kırsal alan olarak belirlenmesi şeklinde dile getirilen söylemlere, “Muhittin Bey’in de söylediği gibi bu maddelerin dezavantajları var. Komisyonda bunu tartışacaksınız. Bir de 25 kilometre ile ilgili durum var. Yani siz tutup da Karacailyas’ı köy yeri ilan edemezsiniz. Eskiden bir belediyeydi buralar. Adanlıoğlu, Karaduvar’ın belediyeleri vardı. Buraları kırsal olarak değerlendiremezsiniz. Komisyon detaylı bir şekilde tartışılsın bu durum. Aceleye getirilsin demiyorum ama 39’a kadar çıkarılamaz. İkincisi kanuna aykırı bir durum. Makam olarak Büyükşehirde onaylanacak. Bütün belediyelerin bir geliri var. Akdeniz’in ve Büyükşehir’in gelirlerini küçültmüş olursunuz. Bu durum diğer mahalleleri de etkiler. Buradaki amaç hakikaten mağdur olan, sıkıntıda olan problemli olan yerleri tespit. Ama siz 65 mahalleden yarısını kırsal diye gösterirseniz bu olmaz. Bu konuda duygusallaşmayalım. Bu konuda akılla, kanunla hareket edelim” dedi. İlgili madde oy birliği ile komisyona sevki kabul edildi.

“KENTSEL DÖNÜŞÜMDE ÖNCELİK ÇAY MAHALLESİ’NDEKİ VATANDAŞLARIN”

Akdeniz Belediyesi Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’nden gelen, Çay Mahallesi’nde TOKİ Başkanlığı ile

2989 Sayılı Toplu Konut Kanunu; 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nu ile 6306 Sayılı kanun kapsamında, kentsel dönüşüm çalışmalarında hazırlanacak protokolleri imzalamaya yönelik Başkan Gültak’a yetki verilmesini içeren önerge okunup, gündeme alınması kabul edildi. Gültak, kentsel dönüşüm ile ilgili oylamaya sunulan madde ile ilgili de görüşlerini dile getirerek, “Çay Mahallesi’nde toplu konutun yaptığı konutlarımız var. Bu konutlar haziran ayında yüklenici firmanın söylemesi üzerine söylüyorum bitirilecek. Bu yüzden fazla bir zaman yok. Gerekli kanunsal çalışmaların yapılıp, vatandaşla yeniden görüşülmesi noktasında bir hazırlık yapılması gerekiyor. Şubat’ın ortasında olduğu gibi Çay Mahallesi’ndeki vatandaşlarımızla yaptığımız gibi tek tek görüşmeye çağıracağız. Ortak zeminde buluşmaya çalışacağız. Buradaki konutlar şartlar zorlanıp sonuna kadar Çay Mahallesi’nde oturan insanlar için yapıldı. Bu görüşmelerin başlayabilmesi için bu işin meclisten karar alınması gerekiyor. Barış Mahallesi’nde de yüzde 60’ın üzerinde bir anlaşma sağlandı. Barış- Bahçe Mahallesi’nde de çalışmalara başlayacağız. Bundan 1,5 sene öncesinde kimse imzalamamıştı ama şartları daha da iyileştirip, verimli hale getirince vatandaş rağbet gösterdi” dedi. Konuyla ilgili görüşlerin bildiren CHP’li Meclis Üyesi Muhittin Ertaş, “Karaduvar’daki TOKİ projesine ilişkin olarak siz de altını çizdiniz. Bizim de hassas olduğumuzu bir konu mutlaka. Buradaki konutların, burada oturanlara tahsis edilmesi yönünde bence çok sabırlı bir şey yürütelim, süreç yönetelim. Belki orada ki insanlar buna kolay ikna olmayabilir. Buradan hareketle bu düşünceden bu projenin gerçek amacına anca böyle ulaşılabilir. Zira olur ya, ikna edemedik deyip yapılan konutların büyük çoğunluğunu nüfus taşıma yöntemiyle satma yoluna da gidersek Mersin genelinde düşünülen bir kentsel dönüşüm başlamadan son bulur diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Görüşlerin ardından oy birliği ile komisyona sevk edildi.

“MECLİSİMİZ BU KONUDA SESSİZ KALMAMALIDIR”

Karaduvar Mahallesi’nde kurulması planlanan polipropilen tesisi ile ilgili önergenin de gündeme alınması kabul edildi. EMEP Partisi Meclis Üyesi Halil Kara Polipropilen Tesisi ile ilgili sunduğu önerge de tartışıldı. Kara’nın sunduğu önergede, “Polipropilen Mersin’inin en çok tartışılan konulardan birisi olmaya devam ediyor. Karaduvar halkının geçim kaynağı olan balıkçılık ve sebze yetiştiriciliğine vereceği zararla yol açacağı tahribat açıkça ortada olmasına rağmen, bilim insanlarından, meslek  odalarına, siyasi partilerden, vatandaşların büyük bir çoğunluğuna kadar her kesimin itirazına rağmen yapılıyor. Polipropilen tesisindeki yakma ünitelerinin havayı yakma, kirletici gazlar salacağı bu gaz, kül ve partiküllerin yaratacağı kirlilik kesindir. Tesisin kirleteceği hava bölgede etkili olan rüzgarla birlikte bu tesisin olduğu doğusunda yer alan Karaduvar, Karacailyas, Kazanlı bölgeleri ile kuzeyinde yer alan Özgülük, Çay, Çilek ve Cumhuriyet mahalleleri tesisten olumsuz etkilenecektir. Beş milim çapından küçük bir ürün olan Polipropilen taşınması ve depolanması aşamasında su ve toprağa karışması durumu yüksek bir olasılıktır. Bütün teknolojik yatırımlar yapılsa dahi bu tip kaçaklar gerçekleşebilmektedir. Bu ürünlerin denize karışması deniz kirliliğini artırıp balık popülasyonunu etkileyerek balıkçılığa zarar vereceği gibi tüketici sağlığına zarar verebilmektedir. Bu tür tesislerin gıda ve tarım üretim alanlarında yapılması uygun değildir. Tesisin yapılacağı bölge Mersin için kurumsal öneme sahip olan limanın ve serbest bölgesinin genişlemesi adına bir set olmaktadır. Yeraltı sularına yönelecek tarım alanlarına yeraltı suyu çekilmelerini artıracaktır. Taban suyunda var olan bu çekilme deniz sularının bu alanda etkisini artıracaktır. Topraklar verimsizleşecek, yoksul aileler ve emekçilerin yaşadığı bu bölgelerde tarım alanları bozulurken bu aileler yoksullaşacak ve göç edecektir. İşletme için kullanılan su deşarj edilecek ve bu sıcak suyun deniz ekosistemine bozucu etkisi olacaktır. Ekosistem ile beraber balıkçılık sektörü de olumsuz etkilenecektir. Bu olumsuz etki balıkçı kasabası olarak bilinen Karaduvar ve çevresini ilerleyen zamanlarda büyük zarar verebilecektir. Meclisimiz bu konu hakkında herkesi ilgilendiren konu hakkında sessiz kalmamalıdır. Önergemin gündeme alınmasını, açıklamalar doğrultusunda değerlendirilerek meclisimiz tarafında tesisin yapılmasına karşı olması ve gerekli girişimlerin yapılmasını arz ederim” ifadelerine yer verildi.

“SADECE TARIMLA BİR YERE VARAMAYIZ”

CHP’li Meclis Üyesi Serhat Servet Dövenci, “Mesleğim gereği Polipropilen nasıl bir tesis bilirim. Türkiye çevreye duyarlı olmak zorundadır. Çevre duyarlılığı ile bazı şeyleri karıştırıyoruz. Mühendis ve İş adamı olduğum için bunu söylüyorduk. Polipropilen; Bir petrokimya tesisidir. Halil Kara arkadaşımızın söylediklerinin abartı olduğunu düşünüyorum. Bir demir çelik fabrikası on kat daha tehlikelidir. Polipropilen çevreyi kirletmez, kullanılan yerlerde kirletme olur. Türkiye yüzde 85 ithalat yapan bir ülke Çin ve uzak doğudan geliyor. Biz ülke olarak tarım ülkesi mi olacağız? Buna karar vermek lazım. Sadece tarımla bir yere varamayız. Bu konuda en doğrusu çevreye en yararlı, duyarlı ve koruma noktasında yapılmasını sağlamak gerekiyor. Bunu yapamazsak hep en geri ülke olarak kalırız. Biz bu ürünleri kullanmak zorundayız. Polipropilen her yerde var. Bunları hayatın her anında kullanıyoruz. Polipropilen sınırlı etkileri var ama dışarı bağımlı mı kalacağız buna bakmak gerekir. Çevre konularına daha farklı bakmak lazım” şeklinde konuştu.  HDP’li Meclis Üyesi Ali Tanrıverdi de kimyacı olarak bu tesisin korona virüs gibi tehlikeli olduğuna değinerek, “Polipropilen benim de alanım ben bir kimyacıyım ve bu alanda binlerce öğrenci yetiştiren bir arkadaşınızım. Bu tesisin hammaddesi petrol artıklarıdır. Bu petrol artıkları sıcakta buharlaşır ve baloncuk haline gelir. Polipropilen baloncukları havada uçuşur ve çok tehlikelidir. Büyük su kaynakları gerekir ya da yeraltı suları gerekir. Kurak bir araziye dönüşecek orası.  Bir turizm yeri olabilir. Farklı örnekler var Türkiye’de.  Bu bölgede dünyanın her yerine giden ürünler var. Yatırım yapalım ama riskli ve suları yok edecek, zehirli olacak insanların sağlınım etkileyecek olan Karaduvar gibi geleceği parlak olan bir sahil semtine bunu yapmak vicdana el vermiyor. Polipropilen gereklidir ama Karaduvar için doğru değildir ve kamuoyu da bunu ifade ediyor. Meclisimizin de bu konuda tavır alması gerektiğini düşünüyorum. Bu önergeyi destekliyorum” dedi.

“YETKİMİZİ KULLANIP ‘OLUMLU’ BİR RAPOR VERMEDİK”

Önergeyi meclise sunan Kara, “Serhat Dövenci bu önergemin abartılı olduğunu söyledi ama böyle değil. Üç meclis öncesi de bilirkişi olarak bu tesise keşif yapacaklardı. Önergede yer alan bilgiler tamamen kitaplardan alınan bilgilerdir. İçerisinde çeşitli odaların bulunduğu, Çevre Mühendisleri Odası başta olmak üzere komisyonlardan alınan kararlardan oluşmuş bir rapordur. Serhat Bey sanayici kendisi ve sınıfsal bakabilir. Kapitalist bir arkadaşımız. Ali Tanrıverdi’nin söylediği gibi yıllık 600 bin ton Petro kimya ürününü temin etmek gerekir. Yer seçimi bu tesis için doğru değildir. Polipropilen yüzde 97’si ithal ediliyor. Bu tesis yapılsa dahi bu devam edecek. Üretmek için zaten dışarıdan ithal ediyoruz. Nerdeyse eşit bir durum söz konusu. Sanayi ilerlemeli ama gıdanın olduğu yerleri değerlendirmelidir. Bu bölgede böyle bir fabrikanın yapılmaması gerektiğini meclisimiz iradesini ortaya koyarak göstermelidir” ifadelerini kullandı. Meclis üyelerinin, Karaduvar’da yapılması planlanan polipropilen tesisi ile ilgili açıklamaları üzerine söz alan Başkan Gültak, “Bakanlık bize başvurduğunda, idaremizin ÇED raporu ile ilgili bir yetkisi vardı. İdare olarak da bu yetkimizi kullanıp ‘olumlu’ bir rapor vermedik. Bu noktada Büyükşehir Belediyesi ile paralel hareket ettik. Bu konudaki fikrimi çok kez söyledim, sivil toplum örgütleri ile görüştüm. Uzmanlar ve STK temsilcilerini Sayın Bakanımız ile de görüştürdüm. Bakanımız tarafından bilimsel ve detaylı bir rapor istendi. Biz de bu konuda onlara destek oluyoruz. Çünkü amacımız üzüm yemek olmalı, bağcıyı dövmek değil. Akdeniz Belediyesi idaresinin görüşü ve kararı da bellidir” diye konuştu. Mersinlilere bir müjde daha veren Başkanı Gültak; “Mersin’in, ikinci etap imar planı konusu Tarım Bakanımız tarafından imzalandı ve yazı Mersin Tarım İl Müdürlüğü’ne ulaştı. Yazı, büyük ihtimalle bu hafta içi Büyükşehir Belediyesi’ne de ulaşır. Tabi ki Sayın Bakanımız Lütfi Elvan başta olmak üzere, Tarım Bakanımıza ve milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Yaklaşık 15 yıldır Mersin için bir sorun ve sıkıntıydı bu konu. Özellikle Akdeniz, Toroslar ve Yenişehir ilçelerini ilgilendiren bir plandır. Sanayi, turizm ve lojistik alanları kapsayan bir imar düzenlemesi. Bakanlığımızca imzalanıp yaklaşık 2 bin hektarlık alana izin verildi. Dolayısıyla birçok tarım arazisi korunmuş oldu” dedi. Akdeniz Belediye Meclisi’nin bir sonraki toplantısı; 5 Şubat 2021 Cuma günü saat 10.00’da konferans salonunda yapılacak.