Bir yılı aşkın süredir dünyayı etkisi altına alan pandemi, dünya genelinde konteyner sıkıntısı yaşanmasına neden oldu. Arz-talep dengesinin bozulması nedeniyle gemilerin ve konteynerlerin çoğunun Çin ile ABD arasındaki ticarete yönlendirildiğini belirten MDTO Yönetim Kurulu Üyesi Atahan Çukurova, birçok ülke gibi Türk ihracatçıların da boş konteyner bulmakta zorlandığını söyledi.
Koronavirüs pandemisinin dünya ekonomisine bir etkisi de lojistik sektöründe yaşanıyor. Günümüzde artık ülkeler arası deniz taşımacılığında ağırlıklı olarak konteyner kullanılması, pandemi sürecinde arz-talep dengesinin bozulmasıyla boş konteynere olan ihtiyacı artırdı. Ancak, birçok ülke ihracat yapabilmek için boş konteyner bulamıyor. Türkiye de ihracatını artırmasına karşın, boş konteyner bulmakta zorlanan ülkeler arasında yer alıyor. Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Atahan Çukurova, hem konteyner sıkıntısını hem de navlun fiyatlarındaki artışı İHA muhabirine değerlendirerek, çözüm önerilerini anlattı. Boş konteyner sıkıntısının pandeminin getirdiği bir sorun olduğunu belirten Çukurova, “Pandemide arz ve talep dengeleri korkunç değişti. Arz vardı, talep yoktu. Lojistik sektörü mutlaka devam etmek zorunda. Lojistik zinciri dünya için çok önemli. Zaten kısıtlamalar sırasında bizim sektör kısıtlamalara en az tabi olan hatta olmayan bir sektördü; dolayısıyla lojistik devam etti. Bu sefer talep fazlalaştı. Şimdi öyle bir yere geldik ki özellikle Çin-Amerika arasındaki ticaret, aradaki açığı kapatmak için çok yüksek boyutlara ulaştı” dedi.
“KONTEYNERLERİN ÇOĞU ÇİN İLE AMERİKA ARASINDAKİ TİCARETE YÖNLENDİRİLDİ”
Konteyner taşımacılığı çok ciddi maliyetler gerektirdiğine işaret eden Çukurova, dünyadaki tüm konteyner taşımacılığının yüzde 85’ini 10 büyük firmanın yönettiğini, 3-4 firmanın birleşmesiyle kurulan bu firmaların da kendi ülkelerinde çok büyük devlet destekleriyle ayakta kaldıklarını ifade etti. Çukurova, “Dolayısıyla bu firmaların idare ettiği dünyada ekonomik bir hareket. Bu arz-talep dengesinin bozulması nedeniyle gemilerin ve konteynerlerin çoğu Çin ile Amerika arasındaki ticarete yönlendirildi. Hatta talep çok, yeteri kadar konteyner ve gemi veremiyorlar, bazı hatlara ticaretlerini kestiler, gemi göndermediler. Mesela Afrika’ya, Güney Amerika’ya çok kısıtlandı. Brezilya, Ekvador gibi ülkelere de gemi adedi çok kısıtlandı” diye konuştu.
“BOŞ KONTEYNER BULMAKTA SIKINTI ÇEKİYORUZ”
Türkiye’nin de bu arz-talep dengesi bozukluğundan etkilendiğini ve konteyner sıkıntısı doğduğunu dile getiren Çukurova, “Gemi sayısı azalmıştı, o normale geldi ama boş konteyner bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Bunun sebebi de ihracat çok, ithalat az. İthalat, birincisi döviz kurları nedeniyle azaldı; ikincisi de ihracatımızın tonaj bazında yükselmesiyle 60’a 40 oranında düştü. Dolayısıyla ihracata yönelik konteyner bulmakta sıkıntılarımız var. Gemi ve konteyner sayısı bizim talebimize, ihracatımıza yetmiyor şu anda” ifadelerini kullandı.
“NAVLUN FİYATLARI BİN-2 BİN DOLARDAN 8-9 BİN DOLARA ÇIKTI”
Bu sıkıntılar nedeniyle navlun fiyatlarının da 6-7 kat arttığına dikkat çeken Çukurova, “Yıllar boyu çok düşük, 200-300 dolara düşen navlunlar vardı. Uzakdoğu navlunumuz bin-2 bin dolar arasındaydı. Bu da düşüktü o zaman, biz de bunu kullanıyorduk. O zaman da talep-arz ters yöndeydi; gemi firmalarının elinde çok ucuza çok konteyner vardı. İhracatçılar, pazarlıkla çok ucuz fiyatlara taşıdılar. O zaman bizim avantajımızaydı. Şimdi durum tersine dönüştüğü için bu fiyatlar korkunç yükseldi. Uzakdoğu’ya ortalama bin-2 bin dolar olan navlunlar 8-9 bin dolarlara çıktı, çünkü talep çok, arz az. Devlet desteğiyle iflaslardan dönmeyi başaran bu firmalar da doğal olarak yıllarca yaptıkları zararı bu günlerde bu şekilde kapatıyorlar. Bu fiyatlar, arz-talep dengesinin oturmasıyla makul seviyelere düşecektir ama bu da zaman alacaktır. Bir-iki ayda bunun oturmasını bekleyemeyiz, sene sonuna kadar belli seviyelere gelecektir” şeklinde konuştu. Yaşanan sıkıntı nedeniyle ekonomide de kayıp olduğunu belirten Çukurova, “İhracatçılarımızın maliyetleri yükseldiği için kar marjları çok düştü. Onlar da ayakta kalmak için belki zararına veya çok az karla satış yapmak zorunda kalıyorlar” dedi.
“Sağlığa bağlıyız. Pandeminin normalleşmesi sonucu arz-talep dengesi de normalleşecektir”
Sorunun çözümünün, arz-talep dengesinin belli bir yere oturmasına bağlı olduğunun altını çizen Çukurova, bunun da pandeminin normalleşmesiyle mümkün olabileceğine işaret ederek, şunları söyledi: “Biz ülke olarak da bizden daha büyük ülkeler de bu konuda bir şey yapamazlar. Bu bir ticarettir. Buna yasalarla kurallarla emrivaki bir düzeltme yapamazlar, ‘fiyatını şu seviyeye getireceksin’ veya zor kullanarak ‘bize daha fazla konteyner getir’ diyemezler. Büyük denizcilik firmaları da bu eksiklikleri görerek tamamlamaya çalışıyorlar. Örneğin, Çin çok büyük rakamlarda konteyner imal ediyor ve bunu her gün piyasaya sürüyor. Dolayısıyla zaman içinde bu konteyner eksikliği yok olacak. Arz-talep dengesi, yeni imalat konteynerlerin piyasaya girmesi ve gemilere yüklenmesiyle sorun zaman içinde azalacak ama bugünden yarına olmaz. Pandemi çok önemli. Pandeminin normalleşmesi sonucu bu arz-talep dengesi de normalleşecektir. Dolayısıyla sağlığa bağlıyız.” “Dayanacağız” diyen Çukurova, Türkiye ekonomisinin bir sürü kriz geçirse de çok güçlü bir altyapısı olduğunu vurgulayarak, “Özellikle KOBİ’lerimiz çok güçlü ve manevra kabiliyetleri çok güçlü. Bu tehlikelere karşı çok çabuk önlem alıp kılık kıyafet değiştirebiliyorlar ve ona göre kendilerini uyarabiliyorlar” diye konuştu. (İHA)
|