Doğruları söylemekten çekinmem. Kendimi bildim bileli yalandan çekinirim ama yalanın dostu, gerçeğin düşmanı çoktur Türkiye’de iyi bilirim. Ben zaten aşkı da ölümsüz bilenlerdenim(!)

Ne diyordum? Türkiye, evet…

Bir memleket düşünün, üretimin en fazla arttığı tek saha: YALAN.

Şimdi ‘kuyruklu yalan’ nedir tartışıp örneklerle anlamaya çalışacağız.

*

Teker dönüyor… Çorap Söküğü yolcusu kalmasın.

Yalancının sağcısı solcusu, milliyetçisi muhafazakarı yoktur ama ustası acemisi vardır. Epeydir yaygınlaşan bir sorumsuzluk dikkatinizi çekti mi bilmem. Yumurta kapıya dayanınca Atatürk’ten medet bekleyen bir millet olduk. Aziz vatanımızın sebeb-i mevcudiyeti, Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ait olmayan sözler, Atatürk’e aitmiş gibi söylenir oldu.

Aklına esen… Aşk tavlasında hileye kaçarken ‘şeş yek’ kapısını açık unutan daha doğrusu işine gelen kimileri meydanı da boş bulmanın dayanılmaz hafifliğiyle söyleyecek başka bir şey bulamadığında…

Lafa “Atatürk’ün dediği gibi” diye etkili bir hükümle başlayıp uyduruk kaydırık yalanlarını yutturmaya kalkıyor.

“Üzümünü ye, bağını sorma” demişler… Şu hâlde buyurun biraz da buradan yakın!

“Çayırcılık ve Meracılık” konulu toplantıda söz alan bir Türk büyüğü, konuşmasını şöyle bitirmiş kesip biriktirdiğim bir kupürde:

“Bu zor bir iş. Ancak biz millet olarak güçlükleri yenmeliyiz. Zaten Atatürk ne demiş: KOPARAMADIĞIN DEMİRİ ISIR!”

Oy anam oy. Al lafı turşu kur. Yalan söylemenin damar sertliğine yol açmadığını bilirdim ama bu kadarına da pes doğrusu. Allah kuru iftiradan saklasın!

*

Hikâye eski ama tekrarında fayda var: Deneyimli bir kalemşor, yerel gazetedeki yazısının sonunda demiş ki mesela: “Sözlerimi Büyük Atatürk’ün şu veciz sözleriyle bitiriyorum: DEDİKODU YAPMA, SPOR YAP!

*

Utanmazların kiminin suratına, kiminin suyuna tükürmeli. Hepsini sayamam, yerim yok ama alın size palavralara birkaç örnek daha:

- TÜRK ŞOFÖRÜ EN ASİL DUYGUNUN İNSANIDIR!

- SAĞIMIZA HÂKİM OLURSAK, SOLUMUZDAN KORKMAYIZ!

- BENİM EN ÇOK SEVDİĞİM SPOR, SERBEST GÜREŞTİR!

*

Hani bazıları vardır, bir fetva savurur ve “Kitap böyle diyor” gibi destek uydurur…

Bahsini ettiğim ‘yuttur gitsin’ciler de desteksiz sallamalarını “Atatürk’ün dediği gibi” diyerek bir hükümle vurguluyor.

Hani ayıp olmasın ama bu gidişle yakında:

- SÜRAT FELAKETTİR.

“İÇİNİZDEKİ TRAFİK CANAVARINI DURDURUN” gibi sözlere rastlarsak şaşırmayalım.

Bitirirken merakım, meramım şu: Atatürk, zırvalayanlar için de bir şey demiş miydi?

*

Yazı bitti, bu kadar. Dağılabilirsiniz.

Ben bi koşu Karaduvar’ın sazlı meyhanesine, “Hicran, yine hicran mı bu aşkın sonu?” şarkısına demir atmaya.

Gazeteciliğin henüz yazılmamış kitabında, çizilmemiş haritasında şöyle yazar: Delikanlı adam toz kaldıracak biraz!