Zincir marketlerin pek çok farklı ürün satması esnafı kepenk kapatmaya zorluyor. Pandeminin olumsuz etkilediği bir de zincir marketlerin çoğalması ile zor günler geçiren esnaf bu duruma bir an önce çözüm bulunması gerektiğini söylüyor. 15 senedir esnaf olan İbrahim Halil Aytaç, “Bir firma ne amaçla kurulmuş olsalar o amaçla hizmet etmeliler. Buna bir çözüm bulunmalı. Burada yüzlerce insan bu ticareti yapıyor, saat veya diğer elektronik ürün satıyor. Bu haksız bir rekabettir” dedi.
Haber- Harun Bor
Zincir marketlerin beyaz eşyadan elektroniğe, züccaciyeden, temizlik ürünlerine kadar birçok farklı ürün satması esnafı olumsuz etkiliyor. Pandemi koşullarının olumsuz etkilediği esnaf, bir de zincir marketlerin ürünleri çok ucuza satıp, esnafın önüne geçmesiyle iflasın eşiğine geldi. Esnaf bu durumun önüne geçilmesi için bir an önce önlem alınması gerektiğini aksi halde hem pandemi hem de zincir marketler yüzünden bir bir kepenk kapatmak zorunda kaldıklarına dikkat çekti. Aytaç Toptan Market Perakende İşletmeciliği yapan İbrahim Halil Aytaç, bu konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. 15 yıldır bu meslekte olduğunu ve tedarikçilik de yaptıklarını söyleyen Aytaç, işletmesinde tıraş makineleri, çakmak, el feneri, ışıldak, aydınlatma, şarj makineleri, radyo, müzik kutuları, telefon aksesuarları satıyor. Her esnaf gibi kendilerinin de pandemi sürecinden olumsuz etkilendiklerini belirten Aytaç, insanların gezip alışveriş yapmak istediklerini ama pandemi kısıtlamaları kapsamında sosyal mesafe, kısıtlamalar gibi sebeplerle vatandaşların alışveriş yapmakta zorlandıklarını dile getirdi. Aytaç, “İnsanlar alışveriş yapmakta zorlanıyor. Ürünlerimizi bu anlamda satmak zorlaşıyor. Maske, tıraş makinesi ve telefon aksesuarları, aydınlatma gibi ürünler sayesinde dükkanımız kendisi tolere ediyor. Bunu dışındaki ürünlerin fiyatları yüksek, tedariği sağlamak zor, kur artışına bağlı olarak fiyatlarda yüzde 100 artışlar var. Böyle olunca müşterilerimiz de bunu sorguluyor” dedi.
“BİR FİRMA NE AMAÇLA AÇILDIYSA O AMACA HİZMET ETMELİ”
Aytaç, zincir marketlerin küçük esnafı olumsuz şekilde etkilemesi hakkında da konuştu. Aytaç, “Yedi yıl önce bu caddede bir saat firmasının bayiliğini yapıyorduk, zincir marketlerden biri o zaman 100 binin üzerinde Çin’de bir firmaya özel olarak kol saati ürettirdiler. Ancak burada sattığımız saatlerin dışında ve özellikleri aynı değil, bileşimleri çok farklı, daha ucuz maliyetli bir marka, bunları tedarik ettiler ve satmaya başladılar. Bu saatler bize tamire geldi sürekli. Bu zincir marketler saat, mikrofon olmak üzere bazı ürünlerin reklamı günler önce yayınlıyor. Burada müşteriler de mağdur oluyor. Örneğin; her mağaza birkaç adet saat bulunduruyor ama Türkiye’de binlerce bayileri bulunuyor. Her bir mağaza 3 tane satarsa çok fahiş kazançlar elde etmiş oluyorlar. Burada yüzlerce insan bu ticareti yapıyor, saat veya diğer elektronik ürün satıyor. Her esnaf bu durumda nasıl kazanır? Bu haksız bir rekabettir” ifadelerini kullandı. Bir firmanın ne amaçla kurulduysa o amaçla hizmet etmesi gerektiğinin altını çizen Aytaç, “Eğer gıda ürünleri satıyorlarsa bunu yapmalılar. Ne amaçla kurulmuş olsalar o amaçla hizmet etmeliler. Buna bir çözüm bulunmalı. Bir ürünün reklamı günlerce yapılıyor ve bu ürünler insanların eline geçmiyor. Böyle olunca bizler de etkileniyoruz. Zincir mağazalar sadece reklam var çünkü sınırlı sayıda ürün satışı yapılıyor ve herkes buna ulaşamıyor. Tüketici haklarının hükümete verdiği önergeni bu konuda uygulanması gerekir. Vatandaşın mağdur olmamalı, sınırlandırılması gerekir. Yoksa tek biri kazanır, çoğunluğu kaybetmiş oluruz. Bu esnafların verdiği vergilerle bu memleket ayakta kalıyor. Çarşının süsü esnaflardır, zincir esnaflar gıda adına açılmış ama her şey satılıyor bu adaletsizlik” diye konuştu.
“ESNAFIN MAĞDURİYETİ DEVAM EDİYOR”
Beyaz eşya, küçük ev aletleri, ankastre, klima, televizyon gibi ürünler satarak geçimini sağlayan bir başka esnaf Kemal Gözler de yaşadıkları sıkıntılardan bahsetti. 21 yıldır bu işi yaptıklarını ifade eden Gözler, özellikle pandemi sürecinde ciddi sıkıntılar ve sorunlar yaşamaya başladıklarını söyledi. Gözler, “Özellikle bu zincir marketlerin olta takımından tutun, televizyon, klima gibi ürünleri satması ile alım gücü arasında fark olduğu için vatandaşlar daha çok zincir marketlere yönelmeye başladı. Zararlar görüyoruz ve hala devam ediyor. Son zamanlarda bu durumla ilgili bir düzenleme var ama uygulanmış değil. Hala korunuyorlar ve sistem onların işine yarıyor. Esnafımızın da gidip dayanışma yapacağı bir yer yok. Esnaf arkadaşlarımız da haklarını aramıyor, mağduriyetimiz devam ediyor. Verdiğimiz savaş tek boyutlu değil, internetle, büyük marketlerle ve mantar marketlerle savaş halindeyiz” dedi.
“KENETLENME OLMALI Kİ ZİNCİR MARKETLERE TAVIR ALINMALI”
Yaşadıkları sıkıntıların pandemiden çok önce, zincir marketlerin açılması ve her ürünü satmasıyla başladığını belirten Gözler, “Ben şimdi burada bal satabilir miyim? Burada benim bir Esnaf ve Sanatkarlar Odasına ait bir belgem var ve ne satacağım belli. Olayı bir zincir haline getirmek doğru değil, yasada marketlerin kentin belli bir noktasında olması gerekiyor ama maalesef biz de en büyük marketler şehrin göbeğinde. Pasta büyük ve belli yerler para almış, bu durum halka yaramıyor başkalarına yarıyor. Büyük marketlerin her ilçede bir mağazası var ama diğer mantar dediğim marketler ise nerdeyse her 100 metrede bir yerde var. Odalarımız başta olmak üzere sadece aidatlarınız alıyor. Odalar üyeleri ile temas halinde olmak zorunda, iç içe olmalı. Eskiden böyleydi. Esnaf arkadaşlarımızla da birbirimize yabancı kalmış durumdayız. Bu durum yaptırım ile düzelir, bir kenetlenme olmalı ki bu zincir marketlere karşım tavır alınmalı” ifadelerine yer verdi.
“BAZI ŞEYLER HAYAL OLDU”
Gözler, küçük ev aletlerinde insanların artık online alışveriş yaptıklarını ve kendilerinin sadece büyük ev aletleri satabildiklerini söyledi. Gözler, bunun sebebi ise insanların büyük ev aletlerinin internet üzerinden almak istememesi olarak belirtti. Gözler, “Fiyatlarımız arasında çok fark yok, aletler daha da küçülse bunları da satamayız. Yılın ilk dört ayı geçti daha ortada sattığımız bir ürün yok. Kar marjımız çok düştü, buranın giderleri fazla zaten. Son altı aydır iş yerini nasıl bırakırım diye düşünüyorum. Evde oturmam daha mantıklı düşünüyorum. Son üç yıl içinde değişen döviz kuru bizleri tabi ki olumsuz etkiliyor. Yurtdışından gelen ürünler dolayısıyla değer kaybeden kur bu satışları etkiliyor. Paramız değer kaybettiği için döviz kuru nedeniyle biz de zorlanıyor. Eskiden buraya köylü vatandaşlarımız vardı artık onlar dahi gelmiyor. Unuttuk bazı şeyleri hayal oldu” dedi.
|