Esiroğlu: “Eksideydik iyice dibe girdik”




Tarih: 26 Mayıs 2021 Çarşamba 15:04


Akdeniz İlçesi Kiremithane Mahallesi’nde 4 yıldır babasının mesleğini devam ettiren Ünal Esiroğlu, “Kendi adıma konuşacak olursam zaten işler kötüye gidiyordu. Pandemiyle sıfıra düştü. Zaten eksideydik iyice dibe girdik. Şu anda ailemle birlikte yaşıyorum, evli olmuş olsaydım şu dönemde ne yapardım bilmiyordum” dedi.

Haber- Sevcan Akgül

Terzicilik, geçmişten günümüze kadar önemini koruyan önemli zanaatlardan biridir. Büyük bir sabır ve ciddi bir emek isteyen bu meslek, usta çırak ilişkisinin var olduğu ender mesleklerden biri de aynı zamanda.  Günümüzde terzilik yapanların en temel sorunları yetişmiş eleman eksikliğinin olması olarak dikkat çekiyor. Ancak bu eksikliğin yanında yaşanan pandemi süreci de terzilerin daha zor zamanlar yaşamasında bir başkan etken. Akdeniz ilçesi Kiremithane Mahallesi’nde baba mesleği olan terziliği 4 yıldır yapan Ünal Esiroğlu, asıl mesleği olan müzisyenlik yerine babasının öğrettiği terzilik mesleğini icra ediyor. Sanat yerine zanaatı tercih etmek durumdan kalan Esiroğlu, terzilerin ekonomik olarak zor günler yaşadığınım bunun  pandemi ile daha da katlandığını ifade ediyor. Terzioğlu, mesleğini ve pandemin getirdiği sorunlara dair gazetemizin sorularını yanıtladı.

 

“TERZİLİK KÜLTÜRÜ ÖLDÜ, TOPLUM FAKİRLEŞTİ”

Asıl mesleği müzisyenlik olan Ünal Esiroğlu, mesleğine başlama hikayesine yer vererek, “31 yaşındayım. Babamın önceden tekstil atölyeleri vardı. Kriz olduğu için zamanında kapatmak zorunda kaldı. Daha sonra işler zayıflamaya başladı. Babamlar eski terzi, sipariş üzerine çalışırlardı. O kültür öldü artık hem de toplum fakirleşmeye başladı. Kendi iş alanımda para kazanma olanağım yoktu. Vekaleten ben bakmaya başladı buraya. Ne yaparsak yapalım net kazanç elde etmemiz çok zor. Enflasyon çok yüksek. Esnaf kira, sigorta, fatura giderleri vardır. Bunu yüzde yüz müşteriye yansıtamazsın. Yansıtırsan müşteri gelmez. Olumsuzluklar içerisinde mücadele etmeye çalışıyoruz.  Ticaret de yapamıyoruz artık. Hazır giyimin etkisiyle kumaş gibi şeyler de almıyor insanlar.  Asıl mesleğim müzisyenlik. Ama bunda para kazanamıyoruz. Babam kadar zanaatkar olmasam da burada çalışıyorum. Onlar kadar usta değilim. Enstrümanlarımı bırakmadım, hala vakit ayırıyorum. Ama bir şekilde gelir elde etmek zorundayız. Babamlar gibi sanat yapmıyoruz bu meslekte. Ekmek davası herkeste olduğu gibi. Babam 3,5 4 sene önce çıktı buradan ben de o zamandır buradayım”dedi.

 

“TERZİLİK YAPMAK YETENEK GEREKTİRİR”

Terziliğin ciddi bir emek istediğini dile getiren Esiroğlu,müşterilerinin daha çok tanığı kişilerden oluştuğunu söyleyerek, “ Bu işi öğrenmesi zor, matematik zeka ve kabiliyet de ister. Birçok yeteneğin bir arada olması gerekiyor. Bu mesleği icra etmek için yetenekli olunması gerekiyor. Babamlar kadar usta olamadım. Önceden getir götür gibi basit işler yapardım. Bir şeyler öğrendik. Kendi müşterimi de oluşturdum.Hepsi tanıdık çok nadir dışarıdan insanlar geliyor. Burada genelde tadilat, düzeltmeler yapılıyor. Burada bulunan kumaşlar baştan kesip yapılıyor. Ölçü alınır, kişinin kalıbı çıkartılır ve ona göre işlem yapılır. Bir kumaşın bir metresi ile bir gömlek veya pantolon diktireceğiniz zaman dışarıdan aldığınızda daha ucuza geliyor. Bir buçuk katıdır burada her zaman. Mesela bir kumaşın metresi 90-100 liradır ama dışarıda orta halli bir şey aldığınızda daha uygundur. Dışarıda 100 liraysa burada 150 liradır. El emeğinden ziyade burada kumaşı daha kaliteli oluyor. Dikişi herhangi bir insan herhangi bir şekilde yapabilir ama kumaş önemli. kumaşlarımız Adana’dan geliyor” ifadelerini kullandı.

 

“5 YIL ÖNCEKİ FİYATLARLA ÇALIŞIYORUZ, ZAM YAPAMIYORUZ”

Esiroğlu, “İthal edilen kumaşların kaliteli olmadığını, Türkiye’de üretilen kumaşların bu anlamda Uzakdoğu piyasasından ayrı bir noktada olduğunu kaydederek, “Özellikle Çin’de 90’lar sonrasında birçok fabrika oraya taşındı ucuz olduğu için. büyük firmalar dahi orada üretime geçti. Asya’da üretim başladı. Markalarda kalite farkı yok ama ithal diye gelen bilmediğimiz kumaşlarda çok ciddi deformasyonlar oluyor. Ama markasını bildiğimiz kumaşlar yine güzel ama eskiden Türk fabrikalarında üretilenler gibi değil. Bir fabrika tabii ki üretebilir ama maliyet fazla. Fiyatlarımızı müşteriye yansıtamıyoruz. Yansıttığımız zaman gelmezler. Basit şeylerden tartışma da oluyor müşteri ile. Bu kadar fiyata ne yapıyorsun diye itiraz ederler. Dışarıdan görüldüğü gibi değil. Kazancımız az, elektrik faturası bile çok çok fazla gelmeye başladı. Bütün her şeyi toplayıp müşteriye yansıtıyoruz ama fiyatlarımız hala 4,5 sene önceki fiyatlara çalışıyoruz. Değiştiremiyoruz. Şu anda masamda iş var ama bir kişiyi daha yanıma alma gibi şansım yok. Yevmiye günlük 130 lira en az. Bir gün, iki gün verebilirsiniz ama üçüncü gün veremezsiniz” şeklinde konuştu.

 

“ZATEN EKSİDEYDİK İYİCE DİBE GİRDİK”

Pandemi sürecine değinen Ünal Esiroğlu, bu sürecin kendilerini daha çok olumsuz etkilediğini iddia ederek, “Pandeminin başlarında emareleri oldu ama pandemi başladı düzenli ödemeler vardı bir ayağımız kaydı. Taksitleri erteleme oldu, açık var. Açık var açığı kapatmak için zam yapmak zorundasın. Zam yapınca müşteri gelmiyor. Bu sefer makas iyice açılmaya başlıyor. Artık her geçen gün kötüye gidiyordu. Pandemi iyice bunu göz önüne serdi.  Kendi adıma konuşacak olursam zaten işler kötüye gidiyordu. Pandemiyle sıfıra düştü. Zaten eksideydik iyice dibe girdik. Şu anda ailemle birlikte yaşıyorum, evli olmuş olsaydım şu dönemde ne yapardım bilmiyordum” dedi.

 

“ÜRETİCİ DESTEKLENMELİ, SOSYAL DEVLET ESAS OLMALI”

Esnaflara pandemi sürecinde daha fazla destek olunması gerektiğini ifade eden Esiroğlu, esnafların ödemek zorunda kaldığı borçlara iyileştirme yapılması gerektiğini söyleyerek, “Hafta sonları kapalı olduğunda yevmiye gidiyor. Tam kapanmada 17 gün kapalıydık. Geçmişte bayramları yoğun oluyorduk eskiden. Bu sene üçte birini bile kazanamadık. Üretim zinciri çarkın dönmesi gerekiyor. Dışarıdan ucuza ham madde alıyoruz. İthalat, ihracat yapıyoruz. Politikaların değişmesi gerekiyor. Orta sınıfın yeniden güçlenmesi gerekiyor. İşçi, çiftçi, hayvancılıkla uğraşanlar, tarımla uğraşanların desteklenmesi gerekiyor. Üretici desteklenmeli. Zararına bile olsa fabrikalar açılmalı. Halk git gide kötüye gidiyor. Halk kötüye giderse uyuşturucuya da teslim olur, teröre de teslim olur. bunların ortadan kalkması için orta sınıfın güçlenmesi lazım. 1 Haziran’dan sonra normalleşme olacaktır elbette. Dükkan da kira, elektriği de gideri de var. Sosyal devletin esas olması gerekiyor. Bunun gereği yapılmalı. İç piyasa canlanmalı. Esnaflara daha fazla tolerans gösterilmeli. Bazı ödemelere iyileştirme yapılmalı” diye konuştu.


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA