“Mersin’de karbondioksit eşleniği Türkiye’deki toplam salınımın yüzde 3’ü kadar”

Tarih: 7 Haziran 2021 Pazartesi 16:55

Haber- Gizem Konucu

 “Sera Gazı Emisyon Envanteri Raporu Kapanış Toplantısı” Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşti. Toplantının ardından Circular II. Ulusal Çevre ve Sanat Sergisi açılısı da yapıldı. Toplantıda konuşan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin’de bugüne kadar iklim değişikliği ile ilgili yaptıkları çalışmalardan bahsetti. Sera gazı miktarının artışı ile birlikte Mersin’in de içinde bulundupu durum ve bu konu ile ilgili hangi çalışmaları yürütmeleri gerektiğinin belirlenmesi için ortak bir çalışma ile rapor çıkarıldığını söyleyen Seçer, sera gazı miktarındaki artışın son yüzyılın ve gelecekteki 50 yılın en büyük sorunlarından görüldüğünü ifade etti. Seçer, “Dünya nüfusu artıyor, sanayi devriminden sonra nüfus artışı da buna dahil olunca yeni üretim şekilleri, yeni yaşam şekilleri özellikle ortaya çıktı. Kırsaldan kente göç de çok etkili oldu. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda nüfusun yüzde 80’i köylerde yaşıyordu. Bugün tam tersi bir döngü ile karşı karşıyayız. Geçen 100 yıl çok önemli değişikliklere sebep oldu. Sadece bizde değil diğer coğrafyalarda da aynı durumla karşılaşıyoruz. Bu olumsuzluklar iklim değişikliğine sebep oluyor. İklim değişikliği kaynaklı meydana gelen üretim kayıplarından,  ortaya çıkan afetlere kadar bizi sıkıntıya sokan sonuçlarla karşı karşıyayız” dedi.

“İNSAN ELİYLE ORTAYA ÇIKAN GAZLARIN MİKTARINI AZALTMAK GEREKİYOR”

İklim değişikliğinin birçok şeyi olumsuz etkilediğinin altını çizen Seçer, “Yaz mevsiminde kar yağarken kışın yağmur yüzü görmedik. Akdeniz’e kıyısı olan bir kentiz. Bu çanakta aslında baktığınız zaman İskenderun körfezinden ege kıyılarına kadar uzanan bir sahil içerisinde önemli bir uzunluğa sahibiz. 16 bin kilometrekare bir coğrafya. Akdeniz’deki iki santigrat derecelik bir artışın sonuçları ne olabilir diye düşündüğümüz zaman bugün Mersin’de yaşadığımız tüm olumsuzlukları görüyorsunuz. Şiddetli yağış, sellerin artması, sıcak hava dalgaları, orman yangınlarının hem sayısının hem de etkilerinin artması, tarımsal üretimde kayıplar oluyor. Üretim kaybı demek bir anlamda para kaybı demek, para kaybı da ekonominin küçülmesine sebep olmakta.  İnsan eliyle ortaya çıkan gazların miktarını azaltmak gerekiyor. Sera gazlarının miktarı azalmazsa dünya hepimizin olumsuz etkileneceği bir felakete doğru sürüklenir” şeklinde konuştu.

“MERSİN’DE MÜMKÜN OLAN HER ALANA AĞAÇ DİKMEMİZ LAZIM”

Seçer, belediye olarak iklim değişikliği ile ilgili yaptıkları çalışmalardan da söz ederek, belediyeye geldiklerinde ilk olarak İklim Değişikliği Ve Temiz Enerji Müdürlüğü’nü kurduklarını belirtti. Yenişehir Belediyesi’nden bir bina satın alıp, iklim değişikliğinin önemine işaret etmek için bu binayı İklim Ve Çevre Bilim Merkezi’ne dönüştürdüklerini söyleyen Seçer, “Bir yerden kaynak yaratma gibi işler peşinde değiliz. Kendi bütçemizle başlayalım dedik ama zaman zaman bazı kurum ve kuruluşlardan bu tip hibeleri alırız diye düşünüyoruz. Çocuklarımız orada suyun, sera gazının, yağmurun, betonun kısacası her şeyin ne gibi sonuçlar doğuracağını görecek. Bugün belki de dünyanın yaşadığı felaketlerin temelinde belki de toplumların eğitimsizliği yatıyor” ifadelerini kullandı. Seçer, CNG’li otobüslerin de çevreye olan katkısının altınız çizerek, “Green City kapsamında IBRD’nin projeksiyonu tamamen toplu taşıma araçlarına destek sağlıyor. 22 milyon euro hibe aldık. 7 milyonu hibe, geri kalanı 10 yıl ödemeli. Şu ana kadar Cumhurbaşkanlığı Ankara’da imzaladı, bizimkisi 7 aydır bekliyor. Umuyorum ki en kısa sürede oradan çıkar. Biz de yine kentimize dizellerden uzaklaşarak, yeni otobüslerimize kavuşacağız.  Mersin’de herkesin beklediği bir yaylı sistem çalışmaları sonuçlandı gibi. İhale süreçleri vardı. Cumhuriyet tarihinin yerel yönetimlerdeki en büyük yatırımı rakamsal olarak. Çok kısa süre içerisinde kamuoyu ile paylaşacağım. Her alanda güncel, medeni, Mersin’e ve Mersin halkına yaraşır çalışmalar yapmamız lazım. Peyzaj Master Planı yapıyoruz. Yeşil, park, bitki önemli. Biz bununla ilgili çalışmalar yaptık. Geçtiğimiz ay bir kampanya başlattık. 700 bin fide, fidan dikeceğiz dedik. Ve bunu gerçekleştiriyoruz. Mersin’de mümkün olan her alana ağaç dikmemiz lazım. Mersin’e bu yeşil alan yeterli diyemeyiz. Her noktayı yeşile büründüreceğiz” diye konuştu.

“KATI ATIK DEPOLAMA ALANINDA DÜZENLİ OLARAK ELDE EDİLEN GAZDAN ELEKTRİK ELDE EDİYORUZ”

Seçer, katı atık düzenlemeleri hakkında da bilgilendirmede bulunarak Silifke’de katı atık düzenli toplama alanına sahip olduklarını söyledi. Seçer, “Anamur, Bozyazı, Aydıncık turist kenti. Gülnar ve Mut yayla kenti buralarda sorun vardı. Şimdi bir sorun kalmadı. Şimdi hepsini Silifke’ye düzenli katı atık deposuna taşıyoruz.  Mut’tan Silifke’ye, Gülnar’dan Silifke’ye, Anamur’dan Silifke’ye, Aydıncık’tan Silifke’ye. Belediyecilik beton, belediyecilik asfalt, belediyecilik kaldırım değil. Belediyecilik, başta insanı, canlıyı ve çevreyi korumaktır. Biz bu anlayışla çalışıyoruz. Katı atık depolama alanında düzenli olarak elde edilen gazdan elektrik elde ediyoruz. Ürettiğimiz elektrikli 90 bin konutun aydınlanmasına eş değer bir elektrik üretimi gerçekleştiriyoruz. Bozyazı’da bizden önce bir tesisleşme olmuştu ama orada mahkeme sürecinden dolayı kesintiye uğramış. Orada düzenli katı atık istasyonu çalışmalarımız sonuçlanmak üzere. Kurumlardan kredi konusunu da sağladık az değil, 25 milyon Euro. Bunu da uygun şartlarda temine ettik” ifadelerine yer verdi.

“DENİZ KİRLİLİĞİ KONUSUNDA HASSAS DAVRANIYORUZ”

Mersin İklim Değişikliği ve Azaltım Eylem Planı için Avrupa Birliği projesi hazırlayarak başvuru yaptıklarını da sözlerine ekleyen Seçer, “Sonucu bekliyoruz ve çalışmalarımız devam ediyor. Olumsuz olursa da kendi öz kaynaklarımızla karşılayacağız. Deniz kirliliği konusu önemli. Marmara’da yaşanan müsilaj meselesini görüyorsunuz. Deniz florasını ve faunasını yok etmiş. Akdeniz’de başımıza böyle bir şey olsun istemeyiz. Bu konuda çalışmamız devam ediyor. Deniz kirliliği konusunda hassas davranıyoruz. Mersin denizle bir bütün, Akdeniz’in incisi. Toroslara yaslamış sırtını, yüzünü güneye Akdeniz’e dönmüş, kentimizi böyle tanımlıyoruz. 11 Büyükşehir Belediyesi’nin Adana’da yaptığımız toplantıda 4 belediye, Hatay, Mersin Adana ve Antalya ‘Temiz Akdeniz Projesi ’ protokolünü imzaladık. ODTÜ’de bunun içinde. Muğla Belediyesi de bize katılmak istedi” dedi.

“KENTİMİZİ VE DOĞAMIZI TEMİZ TUTALIM”

Liman kenti olmanın önemli olduğunu ve gemilerin bıraktığı sintinelerin deniz kirliliği ve çevre felaketi için sorun olduğunu ifade eden Seçer, “Biz kentimiz koruyalım, kurumların felsefesi ayrı olabilir ama bizim felsefemiz aynı. Biz müsamaha gösteremeyiz, biz ama diyemeyiz. Çevrenin ve denizin temiz olmasını istiyoruz. Vatandaşlarımızın bu konuda bilinçlenmesi lazım. Onlar kirletiyor, bizim kadın emekçilerimiz kentlinin arkasını topluyor. Bizde iki vardiya temizlik var. Akşam kirli bıraktığı yeri sabah gelip baktığınızda temiz görürsünüz. Belediye çalışanları bu kentin temizliği için önem veriyorsa yurttaşlarımızdan bunu istiyoruz. Bir başkasının hakkının gasp edemezsiniz. Bu anayasal bir haktır. Lütfen kentimizi temiz tutalım, lütfen doğamızı temiz tutalım. Akdeniz çanağını önemli bir özelliği var. Mısırdan sonra deniz kirliliği bir ring yapıyor ve bizler için dezavantajlı bir durum oluyor. Temizlik yapılıyor bu konuda. Silifke’de bir koyda denizin yüzeyi plastiklerle doluydu. Balık yedi bunu, deniz kirlendi, flora, gitti, insan gitti hiçbir şey kalmadı. Eğitimini almış ülkelerde sigara külünü denize boşaltamazsınız. Biz demokratik bir toplumuz ve bir hukuk devletiyiz. Biz böyle yaşamak istiyoruz. Ceza yazmak caydırıcı değil” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

YILMAZ: “MERSİN, TÜRKİYE ORTALAMASININ ALTINDA”

Seçer’in konuşmasının ardından Mersin İli Sera Gazı Emisyon Envanteri Bilgilendirme Raporu’nu sunan Dr. Özge Yılmaz Mersin genelinde 2019 yılı için çalıştıklarını belirtti. Yılmaz, “2019 faaliyetleri sonucunda Mersin’de 15,3 milyon ton karbondioksit eşleniği kadar bir salınım gerçekleştiğini hesapladık. Bu Türkiye’deki toplam salınımın yüzde 3’ü kadar. Kişi başı Türkiye’de emisyon oranı 8,3 ton karbondioksit. Bu bir yılda bir kişinin dolaylı ya da ya da doğrudan yarattığı karbon salınımı demek. Mersin’de ise bu 6,1 ton karbondioksit eşleniği olarak gerçekleşmiş. Yani Mersin, Türkiye ortalamasının altında. Yaklaşık 4’te 3 kadar kişi başı sera gazı demek. Bu iyi bir haber, iyi bir noktadan başlıyoruz. Sektörel bakıldığında enerji tüketiminden kaynaklı salınımdan yarıdan fazlası demek. Sabit enerjiye baktığımız zaman toplamda 8,7 milyon ton karbon eşleneğinin yüzde ellisi civarı imalat sanayisinden geliyor.  İmalat sanayi belediyelerin yetki alanlarına girmediği için belediyelerin azaltma konusunda emekleri az diyebiliriz. Ama konutlarda bina yalıtımları için belediyeler faydalı olabilir. Bina enerji verimliliğine ait artırılmasına yönelik, yalıtım olabilir, kömürlü ısınmadan doğalgazlı ısınmaya geçilebilir, soğutmada kullanılan sistem ve cihazların enerji verimli hale getirilmesi olabilir. Özellikle ısı adası etkisinin engellenebilmesi için yeşil alanların çoğaltılması da olabilir.  Kara yolu ulaşımı baskın bir kaynak olarak karşımıza çıkıyor. Motorin kullanan araçların daha fazla emisyon değerleri yüksek. Otobüslerin CNG olması çok önemi toplu taşımada. Karbon salınımı da az olacaktır.

Atık, atık suya baktığımız zaman diğerlerine göre çok az miktarda karbon emisyonu çıktığını görüyoruz. Bunun çeşitli sebepleri var.Tarım ve hayvancılık sektörüne geldiğimiz zaman özellikle gübre kullanımının ve fermantasyonun bu sektörde önemli salınıma sebep olduğunu görüyoruz. Buralarda organik gübre kullanımı ile ilgili, sentetik gübre kullanımının optimizasyonu ile ilgili çalışmalar yürütülebilir. Gıda atıklarının azaltılması gerekiyor” dedi.