“Toprağımıza ve taşımıza dokunmayın”

Tarih: 19 Eylül 2021 Pazar 14:45

Gizem Konucu

Toroslar ilçesi, Hamzabeyli Mahallesi’nde Kurulmak istenen taş ocağı tepkilere neden oldu. Taş ocağına karşı komşu köy muhtarları ve mahalle sakinleri bir araya gelerek tepki gösterdi. Yapılacak olan taş ocağıyla beraber doğal hayatın zedeleneceğini, ormanların tahrip edileceğini, arıcılık sektörünün yok olmaya yüz tutacağını belirten Gözneyi Sevenler Derneği Başkanı Hayrettin Zengin, “Biz daha önce de 4-5 tane taş ocağı eylemi yaptık. Daha önce bizim de başımıza böyle bir durum geldiği için bizde Hamzabeyli’de yapılacak olan taş ocağına karşı çıkıp, destek vermek amacıyla buradayız. Biz daha önce destek verdik böyle durumlarda mahallelimize, onlar da destek veriyorlar. Biz buralarda kuş sesi duymak istiyoruz, dinamit ve makine sesleri duymak istemiyoruz. Devletimiz hayvancılığa destek veriyor, bahçeciye destek veriyor ama öbür taraftan da yapılacak olan bu ocakla beraber ormanları, hayvan güdülecek alanları bırakmıyorlar. Şimdi buraya taş ocağı kurulduğu zaman açılacak olan, açılan portakal çiçeklerini etkileyecek ve olmayacak, arılar, arıcılar olmayacak böylelikle. Oluşacak olan tozdan dolayı arıların çiçeklere konmasını engelleyecek ve böylelikle arıcılık bitecek. Bundan dolayı yetkililere diyoruz ki taş ocağı istemiyoruz. Nedense hep Toroslar’da yapılmak isteniyor ocaklar bizde bunu istemiyoruz. Bugüne kadar en 15 yerde taş ocağı eylemine katılıyorum. Biz burada yetkililere duyarlı olmalarını isteriz” ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN: “BURASI BİR TARIM ARAZİSİ, BURALARDA TAŞ OCAĞI İSTEMİYORUZ”
Taş ocağı istemediklerini, daha önceden, 15-20 yıl öncesinden kalma bir taş ocağı olduğunu, onu zorla kapattırdıklarını söyleyen Hamzabeyli Muhtarı Sencer Erdoğan, “Burada bulunan insanların çoğunun evinde çatlaklar, patlaklar, çöküntüler oldu. İnsanların çoğu Mersin merkeze göç etmek zorunda kaldılar. Sağ olsunlar daha önce başına gelenler, farklı köylerin muhtarları bizlere yol, yordam söylediler. Bizde halkımızla birlikte burada tepki göstermek için toplandık. Burası bir tarım arazisi, buralarda taş ocağı, kum ocağı gibi işletmeler istemiyoruz. İnsanların tarım arazileri, bahçeleri var, yarın öbür gün burada taş ocağı açılsa, ne tarımcılık olur, ne çiftçilik olur hiçbir şey olmaz. Yetkililerden istediğiz bu tür işletmelere izin vermemelerini talep ediyoruz” diye konuştu.

SOY: “SULARIMIZ DA ARAZİLERİMİZ DE ZARAR GÖRECEK”

Yapılacak olan taş ocağının kendi mahalle sınırlarının içerisine girdiğini belirten Çavak Mahalle Muhtarı Hüseyin Soy, “Bizim köyümüzde iki tane ocak vardı zaten eskiden, biri köyün sağında, biri köyün solunda. Yıllarca biz bunun sıkıntısını çektik. Şimdi onlarla daha mücadele ederken yeni bir ocak için geldiler. Yani bu bölge tarım arazisi, bu bölgede köylüler geçimlerini tarımdan sağlıyorlar. Burada zeytin bahçeleri var, limon bahçeleri ve diğer bütün narenciye bahçeleri var. Bu ocak olduğu taktirde bizim sularımız da zarar görecek, tarım arazilerimiz zarar görecek bu yüzden hiçbir şekilde taş ocağını istemiyoruz. O bölgede hayvancılarımız var, otlatma yapanlar. Bölge halkına çok büyük zararları olacak, onun için hiçbir şekilde ocak istemiyoruz bu bölgede. Ne hikmetse gelen bütün firmalar Yenişehir bölgesi, Toroslar bölgesine geldiler. Çok uzun zaman olmadı, daha önce İnsu’da yaşadık bu durumu, şimdi de Hamzabeyli’de, Çavak’ta. Yetkililerin sesimizi duymasını istiyoruz. Bizim taşımıza, toprağımıza dokunmasınlar. Gitsinler şehrin arka yüzünde yapsınlar bu ocakları” dedi.

OPLAR:“BURADA BULUNAN HERKES ÇOK CİDDİ ŞEKİLDE KAYGILI”

Yapılacak olan taş ocağının Mersin’in yapısına ve güzelliğiyle birlikte havasının da büyük zarar göreceğinin altını çizen Mersin Çevre ve Doğa Derneği Başkanı Kenan Oplar ise, “Mersin büyük bir tuzağın içerisinde, büyük bir kumpasın içersinde. Bütün sırtını verdiği Toraslar’da adeta köyler ile birlikte adeta Mersin’in üzerine yığılmak isteniyor. Dikkatinizi çekmek isterim. Bugün Hamzabeyli, dün İnsu, daha önce Gözne. Bakın burası dünyanın en güzel iklimine sahip, toprağına sahip, dört mevsiminde meyve veren ve hiçbir yerde bulunamayacak bir ekolojik dengeye sahip. İnanın buraya taş ocağı yapmak demek en büyük ihanetlerden bir tanesidir, yurt sever olmamak anlamına gelmektedir. Buraların topraklarına yapılabilecek en büyük kötülüklerden bir tanesidir. Yani akıl ve izan gerekli. Yönetimin buna kesinlikle dur demesi gerekir. Bizim gücümüz şu ya da bu şekilde vatandaşın gücüyle eştir. Biz onlardan güç almadıkça bir şey yapamayız ama yerel yönetimin ve merkezsi yönetimin de ciddi bir şekilde buna dur demesi gerekiyor. Taş ocağına ihtiyaç olabilir ama taş ocağı insanların ekmeğinin, suyunun, havasının, toprağının yok olduğu yerde olmaması gerekir. İnsanların yüz yıllar boyunca geçimini sağladığı yerde olmaması gerekir. İnsanların bu konuda seslerinin dinlenmesi gerekir. Bugün burada en az 10 tane muhtar vardı. Burada bulunan herkes çok ciddi şekilde kaygılı. Vatandaş bu şekilde ciddi olarak sesini çıkarmaya çalışıyor. Bu kente sahip çıkmak görevimizdir, insan olmamızın gereğidir. Bu verimli toprakları yitirirsek vatanı yitirmiş oluruz” şeklinde konuştu.