Öldürülen Doktor Ahmet Dikmen için sessiz oturma eylemi
Tarih:
26 Ekim 2021 Salı 15:30
Mersin Tabip Odası ve Mersin Aile Hekimleri Derneği öldürülen Doktor Ahmet Dikmen için basın açıklamasında bulunarak 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirdi. Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, “Özellikle idari soruşturmalar sonucu herhangi bir ihmal var ise sorumluların cezalandırılması konusunda da olayın takipçisi olacağımızı bir kez daha ilan ediyor, sessiz oturma eylemimizin görmeyen gözlere, duymayan kulaklara gerekli mesajı vereceğine inanıyoruz” dedi.
Haber- Sevcan Akgül
Mezitli ilçesindeki Mezitli Güçlendirilmiş Göçmen Sağlığı Merkezinde görev yapan Dr. Ahmet Dikmen, 20 Ekim tarihinde sabah saatlerinde aynı merkezde görevli Dr. Hasan Çayır tarafından pompalı tüfekle vurularak öldürülmüştü. Mersin Tabip Odası ve Mersin Aile Hekimleri Derneği öldürülen Doktor Ahmet Dikmen için basın açıklamasında bulunarak 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirdi. Basın açıklamasını Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen okudu. “20 Ekim Çarşamba günü işyerinde başka bir hekim tarafından ateşli silah saldırısı sonucu yaşamını kaybeden Dr. Ahmet Dikmen cinayetinde belirsizlikler sürüyor” diyen Antmen, “Biz hekimler, sağlıkta dönüşüm programı başladığından bu yana çalışma ortamlarımızın ne denli kötü olduğunu, hekimlerin çok kötü koşullarda çalıştığını, bu kötü koşulların ve idarecilerin bu koşulların düzelmesine yönelik hiçbir önlem almamalarının gerek sağlıkta şiddete ve gerekse de hekimlerin tükenmişlik sendromu yaşamalarına neden olduğunu ısrarla belirttik” ifadelerini kullandı.
“BİR İHMAL VAR İSE BU İHMALE NEDEN OLAN KİŞİLER CEZALANDIRILACAK MIDIR?”
Çalışma şartlarının düzeltilmesi, çalışma saatlerinin insani koşullara çekilmesi, iş barışının sağlanması gerektiğini vurgulayan Antmen, “Yani kısaca hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının insani koşularda, güvenli ortamlarda çalışmalarının sağlanması taleplerini yıllarca dillendirdik, eylem ve etkinlikler düzenledik, basın açıklamaları yaptık ama sesimiz duyulmadı, duyulduysa da anlamazlıktan gelindi. Bu nedenle bugün buraya, konuşmaktan ziyade açıklama sonrası sessizce oturmaya ve bu sessizliğimizle bir mesaj vermeye geldik. Burada toplanmamızın nedeni Dr. Ahmet Dikmen’in işyerinde ve görevi başında hunharca katledilmesidir. Ahmet Dikmen, 30 yıldır tüm iyi niyetiyle hekimlik mesleğini yapan, mesleğinin anlamını bilen ve ona yakışan bir sorumlulukla verilen görevleri hiç şikayet etmeden yerine getiren bir hekim arkadaşımız. Ahmet arkadaşımızın ölümü ile ilgili, bugüne değin nasıl bir soruşturma yürütülüyor, idari soruşturma ile ne sonuçlar elde edildi, soruşturma sonucunda herhangi bir ihmal var ise bu ihmale neden olan kişiler cezalandırılacak mıdır? Tüm bu soruların yanıtları gerek sağlık camiası tarafından ve gerekse Dr. Ahmet Dikmen’in ailesi tarafından merakla ve sabırla beklenmektedir” dedi.
Zanlı Dr. Hasan Çayır’ın daha önce çalıştığı kurumlarda da pek çok kez tartışmalar yaşadığını öne süren Antmen, “Zanlı Dr. Hasan Çayır’ın gerek Mersin iline sürgün olarak geldiği Antalya’da ve gerekse de Mezitli ilçesine sürgün olarak geldiği Toros İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde çeşitli olumsuz davranışlar içerisinde olduğu ve bir yıldır çalıştığı Mezitli İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde de bazen Dr. Ahmet Dikmen ile bazen de diğer sağlık çalışanları ile pek çok kez tartışmalar yaşadığı belirtilmektedir. Bu söylentiler araştırılmış mıdır? Bu söylentiler doğru ise herhangi bir soruşturma açılmış mıdır? Dr. Ahmet Dikmen olaydan birkaç gün önce, zanlı Hasan Çayır’ın kurumdan başka bir yere gönderilmesini istemiş midir?Bu soruları çoğaltmamız mümkün. Ancak biz konunun özellikle Valilik ve İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ayrıntılı bir şekilde araştırılacağına olan inancımızı korumak istiyoruz. Bizler, her zaman için hukukun üstünlüğüne inanan ve hukuk dışı en ufak bir şeye tahammülü olmayan kurumlarız, bu nedenle de gerekli hukuki ve idari soruşturmaların en ince ayrıntısına kadar yerine getirileceğine dair inancımız tamdır. Bu soruşturmalarda herhangi bir eksiklik gördüğümüzde uyarı görevimizi de her zaman yapacağız. Özellikle idari soruşturmalar sonucu herhangi bir ihmal var ise sorumluların cezalandırılması konusunda da olayın takipçisi olacağımızı bir kez daha ilan ediyor, sessiz oturma eylemimizin görmeyen gözlere, duymayan kulaklara gerekli mesajı vereceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Antmen’den sonra açıklamalarda bulunan Avukat Erşan Sarı ise “Doktor Ahmet Dikmen tabiri caizse tasarlanarak bir cinayete kurban gitmiştir. Faili her ne kadar Doktor Hasan Çayır görünse de bize göre bunun asıl faili daha evvelden tutulan tutanaklara duyarsız kalan ve Sağlık Müdürlüğü’nde görevli olan, yetkili ve yetkili olan şahıslardır. Aslında Mersin Sağlık Müdürlüğü’nde büyük sorunların olduğunu yıllardır duyuyoruz, dile getiriliyor. Ancak sağlık personellerinin susturulduğunu, mobbinglere uğradığını yeni yeni yine dile getiriyorlar. Sağlık Bakanlığının acilen Mersin’e bir el atması gerek ve adam gibi bir müfettiş göndermesi, soruşturma başlatması gerekir. Dahil olanlar var mıdır değil, dahil olanlar var oğlu var. En son Doktor Ahmet Dikmen’in tutmuş olduğu tutanakta hayati tehlikelerinin olduğunu dile getirdiği halde, söylediği halde ilgili yetkililer hiçbir şey yapmıyor, umurlarında bile değil” şeklinde konuştu.
“SAĞLIK BAKANLIĞI BU KONUYA EL ATMALI”
Doktor Ahmet Dikmen’in dışında başka bir doktorun da öldürülebileceğini sözlerine ekleyen Sarı, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Ancak Hasan Çayır’ı kimler korudu, bugüne kadar kimler gözetti ve Mersin’de bunun hakkında bir işlem yapmadıysa, o işlem yapmayanlarında bir korunma telaşı ve çabasına girdiğini duyduk, umarım bunlar olmaz, umarım artık emmi, dayı ilişkisi devlet kurumları içerisinde yürümez. Sağlık Bakanlığı bu konuya el atmalı. Hasan Çayır’la birlikte bize göre buna büyük sebebiyet veren dahil olan yetkililerde hesabını verir. Doktor Ahmet Dikmen, yetim büyümüş, yoksulluktan gelmiş, ömrünü milletine, devletine vakfetmiş bir insandı. Hayatı roman olacak bir insandı. Gecenin yarısında, sabahın köründe fakir, zengin demeden kavuşan, iğnesini vuran, ilacını yetiştiren, hiç kimseden bir şey beklemeyen gerçek bir doktordu. Sağlık Bakanlığı’ndan acilen istirhamımız bu konuya el atması, Mersin’de Sağlık Müdürlüğü’nü babalarının çiftliği gibi kullananlara da hesap sorması ve bunları ortaya çıkarmasıdır.”