Maxicells yerli plazma üretim tesisi temel atma töreni Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın katılımıyla gerçekleşti. Törene, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve iş dünyasından temsilciler katıldı.
Fabrikanın dünyada 13’üncü tesis olacağını söyleyen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Bu tesis ile birlikte dünyada sadece 12 merkezde üretilen, maalesef Türkiye’de üretimi daha önce gerçekleştirilemeyen kan ürünleri, inşallah üretilmeye başlanacak. Bu fabrika dünyada bu alandaki 13’üncü tesis olacak. Üretime geçtiğinde yaklaşık 450 vatandaşımıza ekmek kapısı olacak. Bu yüksek teknolojili tesis, Türkiye’den her yıl yurt dışına ödenen 1,2 milyar liralık rakamın da yurtiçinde kalmasını sağlayacak. Tam kan bağışından elde edilen ancak kullanılmayıp çöpe giden plazmalar bu fabrikada değerlendirilmeye başlanacak” dedi.
Bakan Varank, "Son dönemde devasa tesislerin açılış veya temel atma törenleri vesilesiyle ardı ardına vatandaşlarımızın huzuruna çıkıyoruz. Daha Ekim ayının başında Cumhurbaşkanımızla birlikte, Adana’da 1,7 milyar dolarlık yatırım değerine sahip Ceyhan Propilen Üretim Tesisi’nin temel atma törenini gerçekleştirdik. Aradan iki hafta bile geçmeden, Eskişehir’de 850 milyon liralık yatırımla kurulan Haier Beyaz Eşya fabrikasının açılışını yaptık. Bugün de 550 milyon euro yatırım değerine sahip plazma üretim tesisinin temel atma töreni vesilesiyle karşınızdayız. Yaklaşık 66 bin metrekare kapalı alana sahip olacak bu tesis, 172 dönüm arazi üzerine inşa edilmeye başlandı. Bu tesis ile birlikte dünyada sadece 12 merkezde üretilen, maalesef Türkiye’de üretimi daha önce gerçekleştirilemeyen kan ürünleri inşallah üretilmeye başlanacak. Yani bu fabrika dünyada bu alandaki 13. tesis olacak. Üretime geçtiğinde yaklaşık 450 vatandaşımıza ekmek kapısı olacak bu yüksek teknolojili tesis, Türkiye’den her yıl yurt dışına ödenen 1,2 milyar liralık rakamın da yurtiçinde kalmasını sağlayacak. Plazma ürünlerindeki en önemli husus olan kan tedariki konusu da Türk Kızılay’ı ile yapılan anlaşma neticesinde inşallah çözülmüş oldu. Tam kan bağışından elde edilen ancak kullanılmayıp çöpe giden plazmalar bu fabrikada değerlendirilmeye başlanacak. Tabii bu projenin vatandaşlarımızın sağlına olan katkısı ekonomik katkısının çok çok üzerinde. İnşallah Maxilcells liderliğinde Türkiye’nin ilk kan ürünleri biyoloji laboratuvarı da kurularak, önemli hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar burada İstanbul’umuzda geliştirilmeye başlanacak. Bu vesileyle Türkiye’de çok büyük bir eksiklik olan kan ürünleri alanında bu muazzam yatırımın ülkemize ve milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” dedi.
Bakanlık olarak yatırımcılara verilen desteklerden bahseden Bakan Varank, “Biz ülkemize yatırım yapan tüm sanayicilerimizi en ufak ayrım yapmadan bağrımıza bastık, basmaya da devam edeceğiz. Fikirden pazara üretim süreçlerinin her aşamasını etkin programlarımızla bakanlık olarak destekliyoruz. TÜBİTAK’la firmalarımızın Ar-Ge harcamalarına ciddi katkılar sağlıyoruz. KOSGEB’le yatırım sürecindeki kobilerin makine-teçhizat alımından personel giderlerine kadar birçok kalemdeki kaynak ihtiyacını gideriyoruz. Kritik ihtiyaçlarımızı giderecek, dışa bağımlılığımızı azaltacak, Ar-Ge yoğun yatırımlara proje bazlı destekler sunuyoruz. Stratejik yatırımların özendirilmesi, uluslararası doğrudan yatırımların artması, bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması için stratejik yatırım teşvikleri veriyoruz. Türkiye’nin kalkınmasındaki öncelikli sektörlere yatırım yapanlara yatırım yeri tahsisi yapıyoruz. Bunları da öyle kafamıza göre değil, Teşvik Kanununa, Sanayi Bölgeleri Kanununa Endüstri Bölgeleri Kanunu’na, ilgili mevzuatlara göre yapıyoruz. Sonuç olarak, kanunun gerektirdiği şartları yerine getiren tüm yatırımcılarımıza, tekrar söylüyorum ayrım yapmadan tüm yatırımcılarımıza, biz bu destekleri devlet olarak veriyoruz” diye konuştu.
“CHP’li siyasetçilere seslenmek istiyorum, gelin bize başvurun bu destekleri sizlere de verelim”
CHP’li siyasetçilere seslenen Bakan Varank, “Bakınız buradan muhalefetteki siyasetçilere, özellikle de CHP’li siyasetçilere seslenmek istiyorum. Siz de şartları sağlayın, ülkemizde katma değer oluşturun gelin bize başvurun bu destekleri sizlere de verelim. Bu yer tahsislerini sizlere de yapalım. Bunu geçmişte defalarca yaptık. Toplamda 23 Endüstri Bölgesi ilan ettik. Hiçbir zaman firmalarımıza sağladığımız destekleri gizlemedik. Bizim bütün teşviklerimiz aleni bir şekilde Resmi Gazete’de ilan ediliyor. Maxicells’in bu fabrikası için de ne yaptığımız ortada. Diğer Endüstri Bölgelerinde olduğu gibi kendilerine yatırım yapmak kaydıyla, bir kira karşılığında bu araziyi tahsis ettik. Arazinin tapusu hazinede kalmaya devam ediyor. Bütün olay bundan ibaret. Şunu da söyleyeyim bu açıklamayı da yalan labirentinde kaybolmuş olan CHP için değil, aklı karıştırılmaya çalışılan temiz yürekli vatandaşlarımız için yapıyorum. Çünkü biz biliyoruz ki CHP’nin amacı hiçbir zaman üzüm yemek, milletimizin hakkını savunmak değil. Tam aksine amaçları hep bağcıyı dövmek, nerede bir yatırım var onu engellemek! Bakınız biz ne zaman enerjimizi bir yatırıma, bir hizmete çevirmeye kalksak, karşımıza enerji emici CHP zihniyeti çıkıyor. Yatırım gördüğünde kırmızı görmüş boğa gibi acaba ardında bir şey bulabilir miyiz diye sağa sola saldırıyorlar. İşte dün yenilenen AKM’nin açılışını yaptık. Bu muhteşem eser mimarisiyle ve dışarıdan görünmese de gerisindeki teknolojisiyle dünyada örnek eserlerden bir tanesi haline geldi. Ama bu eseri bu hale getirmek kolay olmadı. Cumhurbaşkanımız biz bu binayı yıkıp en güzel şekilde yapacağız dediğimizde karşımıza çıkıp dediler ki ‘biz asla bu binayı size yaptırmayız. Biz asla buranın yıkılmasına müsaade etmeyiz. Siz bu binayı sanata düşman olduğunuz için yıkıyorsunuz.’ Hata şunu söyleyenler bile oldu. Buranın ismi Atatürk Kültür Merkezi siz bu ismi silmek için bu binayı yıkıyorsunuz dediler. Gelin görün ki sadece dünyada ki sanat alemine katkı sağlayacak çok değerli bir eseri Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve liderliğiyle İstanbul’umuza kazandırdık. Peki bizi eleştirenler çıkıp tek kelime konuştular mı? Bu güzel eser için bizlere teşekkür ettiler mi? Bize iftira atanlar azıcık yüzleri kızarıp biz yanlış söylemişiz bu güzel eser olmuş dediler mi? Demediler hiçbir zamanda demezler. Biz bu eserleri İstanbul’umuz milletimiz için yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bakan Varank, “Biz esasında bugün kuru tartışmaları değil, sağlık sektöründe nasıl kendi kendimize yetebiliriz, bunu konuşmak istiyoruz. Dünyada çok büyük bir sektör olan ilaç ve tıbbi cihaz alanında tekelleşmeyi nasıl kırabiliriz? Bunu kendimize dert edinmek istiyoruz. Bugün ilaç ve tıbbi cihazda ticaret hacmi 2 trilyon doların üzerindedir. Bilhassa pandemiyle birlikte sektörün ekonomik ve stratejik önemi net bir şekilde görüldü. Günümüzde giyilebilir ve mobil sağlık uygulamaları giderek yaygınlaşmaya başladı. Bu bağlamda ülkeler büyük bir dönüşümden geçen sağlık sektörüne büyük çaplı yatırımlar yapıyor. Biz de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Mili Teknoloji Hamlesi öncülüğünde kendi kendimize yetebilen bir ülke olma yolunda adımlarımızı kararlılıkla atıyoruz. İnşallah akıllı yaşam ve sağlık alanındaki yeni yol haritamızı önümüzdeki yılın başında paylaşacağız. Bu sene, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile hemoglobinden aglutinan serumlarına, çocuk felci aşılarından insülin içeren ilaçlara, ultrason cihazından bilgisayarlı tomografi cihazlarına kadar birçok ürünün geliştirilmesi için çağrıya çıktık. Sonuçlarını yakın zamanda açıklayacağımız hamle programıyla katma değeri yüksek bu ürünlerden yerli ve milli olarak üretebileceklerimizi ülkemizin ürün yelpazesine kazandıracağız" dedi.
Konuşmasına devam eden Bakan Varank, “Ayrıca, sağlık alanında firmaların yer aldığı kümelenmeleri de destekliyoruz. Biyoteknoloji, ilaç, tıbbi cihaz, medikal ve genetik gibi sağlık teknolojileri alanına yönelik tematik kuluçka hizmeti sağlayan Teknoloji merkezlerine KOSGEB aracılığıyla kaynak aktarıyoruz. İlaç, sağlık ve medikal sektöründe yer alan Ar-Ge Merkezlerimize sağladığımız muafiyetler 600 milyon liranın üzerine çıkmış durumda. Bunun yanında sağlık, tıbbi cihaz ve ilaç sektöründeki Ar-Ge projelerini TÜBİTAK aracılığıyla desteklemeye de devam ediyoruz. Hedefimiz zorlu bir pazar olan ilaç ve tıbbi cihaz sektöründeki tekelleşmeye dur diyebilmek. Türkiye olarak tedarik zincirlerinde kendimize yer açmak. Bu hedefi de inşallah nitelikli insan kaynağımız ve kaliteli altyapılarımızla başaracağız” şeklinde konuştu.
“Global firmaları yatırım yapmak üzere Türkiye’ye davet ediyorum”
Yatırımcılara seslenen Bakan Varank, “Yaşanan pandemi krizi ve dünya ticaretindeki tüm belirsizliklere rağmen yatırımcılar güvenli liman Türkiye’ye yatırım yapmaya devam ediyorlar. Yapılan bu yatırımlarla hem müteşebbislerimiz hem de ülkemiz kazanıyor. Bu bağlamda açıklanan son istatistiklerde katma değerli üretimin dinamosu olan Ar-Ge harcamaları ve Ar-Ge insan kaynağında yaşanan artışlar bizi ziyadesiyle mutlu etti. 2020 yılında Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı yüzde 1,09’a yükseldi. Bu oran 2002 yılında sadece binde 5’ti. Asıl önemli olan ise bu arge harcama ve yatırımlarının özel sektör öncülüğünde artıyor olması. Harcamaların yüzde 64,8’ini; finansmanın da yüzde 57,2’sini şuanda özel sektörümüz gerçekleştirdi. İnşallah önümüzdeki dönemde hem yatırımlarda hem de Ar-Ge’de özel sektörün artan payıyla dünyada adımızdan çok daha ciddi olarak söz ettirmeye devam edeceğiz. Türkiye olarak sağlık sektörü başta olmak üzere tüm sektörlerde yapılan yatırımlarla vatandaşımızın refahını yükselteceğiz. Yatırımcılarımız bizim baş tacımız. Bu vesileyle ben tekrar gerek ülkemizde yerleşik, gerekse global firmaları yatırım yapmak üzere Türkiye’ye davet ediyorum. Ülkemiz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde oluşturduğu rekabetçi iş ortamıyla, cazip teşvikleriyle, güçlü finans sistemi ve makroekonomik yapısıyla yatırımlarınız için karlı ve güvenli bir limandır. Gelin buradaki fırsatları hep birlikte değerlendirelim diyorum. İnşallah 2023 yılında Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında burada üretilen ürünler vatandaşımıza şifa olacak” dedi.
|