İnsan anatomisini iyi bilmek, hekimlerin daha iyi ve doğru bir sağlık hizmeti verebilmeleri için çok önemli. Bunun için de hekim adayları ve cerrahlar, kadavralar üzerinde çalışmalar yapıyor. Türkiye’de yeni bir kavram olan beden bağışçılığı her ne kadar şu anda insanlar tarafından ön yargılı yaklaşılsa da beden bağışıyla birlikte öğrencilerin kadavra ihtiyaçlarını karşılayıp, bilime destek olmak isteyen insanların da sayısı her geçen gün artıyor.
Haber- Gizem Konucu
Beden bağışçılığı, Tıp Fakültelerine anatomi eğitimi alan adaylarının kadavra ihtiyacını karşılayabilmeleri için var olan bir kavram. İyi bir sağlık eğitiminin en önemli ayaklarından birini oluşturan kadavra temini için Türkiye’de ciddi bir temin sıkıntısı yaşanırken, Diyanet İşleri Başkanlığının, insanların bedenlerini kadavra olarak bağışlamalarında dinen herhangi bir engel olmadığını söyledi. İnsan anatomisini iyi bilmek, hekimlerin daha iyi ve doğru bir sağlık hizmeti verebilmeleri için çok önemli. Bunun için de Tıp Fakülteleri’ndeki öğrenciler kadavralar üzerinden eğitim alıyor. Türkiye’de henüz organ bağışı bile yeni yeni yükselişe geçerken, “beden bağışçılığı” kavramı yeterli seviyede olamıyor. Türkiye’de yeni yeni var olan bu kavram hakkında insanların yeterince bilgi sahibi olmaması bağışçıları da azaltıyor. Kimi insanların dini çekinceleri varken kimileri de duygusal olarak beden bağışçılığından çekiniyor. Türkiye’deki tıp fakültelerinin anatomi bölümleri, kadavra ihtiyacını vefat eden kimsesizler, beden bağışçıları ve ithal etme yoluyla karşılamaya çalışıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunun bu konuyla ilgili bir açıklama yaparak, “Bedene saygı gösterilmesi, dini vecibelerin yerine getirilmesi ve sadece bilim için kullanılması şartıyla insanların bedenlerini bağışlamalarında dinen bir engel olmadığı” ifadelerine yer vererek beden bağışçılığının dinen bir sakıncası olmadığını dile getirdi. Kadavra üzerinde eğitim veren ender üniversitelerden biri olan Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı da bu konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Anatomi Bilim Dalı’nda şu anda 20 yetişkin, yaklaşık 50 de fetüs kadavra bulunuyor. Laboratuvarda aynı zamanda 8 kadavra alan iki tane formaldehit havuzu ve 6 kadavra alan morg ünitesi de bulunuyor
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alev Bobuş Örs, kadavraların hem öğrenciler için hem de cerrahların kendilerini geliştirmesi açısından önemine değindi. İnsanların bu kavramla daha yeni tanıştıklarını ve kimseyi “Niye böyle düşünüyor?” diye eleştiremeyeceklerini belirtti. Bilime katkı sunmak isteyen insanların da olduğunu ifade eden Örs, “Onların anatomi bölümüne ulaşması zor olabiliyor. Anatomi bölümüne ulaşmaları gerektiğini bilemeyebiliyorlar ya da yakınları bu konuda razı olmayabiliyor. Bu anlamda sıkıntı var. Bunun için de biz toplumu bilinçlendirmek, farkındalık oluşturmak istiyoruz. ‘Gelsin herkes bedenini bağışlasın’ değil tabi ki ama bağışlamak, bilime bu şekilde faydalı olmak isteyenlerin tıp fakülteleri anatomi bölümlerine başvurmaları gerektiğini anlatmak istiyoruz” ifadelerine yer verdi. İnsanlara “beden bağışçılığını” anlatmak için her yıl “beden bağışı teşekkür törenleri” düzenlediklerini de söyleyen Örs, bu konudaki bilgi eksikliğinin sadece toplumda değil, sağlık personelinde de olduğunu, onları da bilgilendirmeye çalıştıklarını ifade etti.
“FARKINDALIK OLUŞTUKÇA BAĞIŞ SAYISI DA ARTIYOR”
Geçmiş yıllarda yasal çerçeveler doğrultusunda kimsesiz insanların bedenlerinin anatomi bölümlerine alındığını belirten Örs, bu kişilerin yaşamlarında kadavra olmak isteyip istemediklerini bilmedikleri için kendilerine vicdanen bir engel ve yük oluşturduğunu dile getirdi. Örs, “Ama farkındalıklar oluştukça kendini bağışlamak isteyen insanlar da bize ulaşıyor. Böylece onların eğitim ve bilimsel amaçla kullanılmaya razı olduklarını bilerek yaklaşmak, bizim için daha vicdanımızı, kafamızı rahatlatan bir durum. Bedene saygı çerçevesinde, sadece bilimsel amaçla kullanılmak şartıyla bir engel olmadığına, bunun caiz olduğuna dair Diyanet sayfasında da bilgilendirme var. Zaten anatomi bölümlerinde bu saygıyı gösteriyoruz. Herkes bundan emin olabilir. Daha sonra defnedilirken de kişinin vasiyeti gereğince uygun törenleri gerçekleştirerek, kefenlemenin, yıkamanın, her şeyin usulüne uygun şekilde yapılarak defnedilmesini sağlıyoruz” dedi.
“ŞU ANDA BAŞVURMUŞ OLAN 95 BEDEN BAĞIŞÇISI VAR”
Örs, “20 kadavra ile her yıl binin üzerinde öğrenciye eğitim veriyoruz. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesine her yıl 300 öğrencinin kayıt yaptırıyor. Birinci ve ikinci sınıflarda 600’e yakın tıp öğrencisinin yanı sıra dişçilik fakültesi ve teknisyenlik branşlarının öğrencileri ile birlikte her yıl binden fazla öğrenci laboratuvarda kemikler, kadavralar ve maketlerle anatomi dersi alıyor” dedi. Şu anda da 20 kadavralarının olduğunu, kendilerini bağışlamak isteyen ve başvurmuş olan da 95 beden bağışçısının olduğunu sözlerin ekleyen Örs, “Biz bu bağışçılara bir form veriyoruz. O formda bedenlerini bağışlarken bilimsel amaçla kullanılacağına dair bir madde işaretleniyor. Onların gelecekte nasıl bir prosedüre maruz kalacaklarını bilerek bu işlemleri yapmalarını istiyoruz. Yakınlarından iki kişinin şahitlik yapması ve bir de hekimin onaylaması gerekiyor” dedi. Beden bağışı ile organ bağışının birbirinden çok farklı olduğunu, bu iki durumun birbirine hiçbir engel taşımadığını da söyleyen Örs, “Bir insan hem organlarını hem kadavrasını bağışlayabilir. Beden bağışçısı olması organ bağışına, organ bağışı yapması kadavra bağışına engel değil” ifadelerine yer verdi. Kadavra bağışından sonra yakınlarının razı olmaması veya kendi fikrinin değişmesinden kaynaklı beden bağışçılığından vazgeçen insanlar olduğunu belirten Örs, “Bağışçının laboratuvarda faydalı bir süre geçirmesi için 3 ila 5 yıl arasında bir zaman dilimi seçiliyor. Bedeni ilaçlıyoruz, organ ve doku saklama dolaplarında muhafaza ediyoruz. En az 3 yıl kalmasını istiyoruz. Daha sonra yakınlarına teslim ediyoruz. Kadavra bağışı yapan her bireyin de illaki bir mezar yeri oluyor, defnediliyor. Yani geldikleri zaman sonsuza kadar burada kalmıyorlar” şeklinde konuştu.
“ONLAR, BİZİM GÖZÜMÜZDE SONSUZ ÖĞRETİCİLER”
İnsanların daha iyi sağlık hizmeti almasını sağladıkları için beden bağışçılarına teşekkür eden Örs, “Onlar, bizim gözümüzde sonsuz öğreticiler; çünkü bedenlerini sunarak bilime katkı sağlıyorlar ve bu sonsuza ulaşan bir durum. Sonsuz sayıda öğrenciye ulaşıyor ve o öğrenciler daha iyi yetişip daha iyi hekimler, daha iyi cerrahlar olup toplumun da daha iyi sağlık hizmeti almasını sağlıyorlar. Biz yaptığımız törenlerle hem bağışçı yakınlarına hem de kimsesizlere teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı sunarken hem öğrencilerimiz adına hem burada yetişen, becerilerini geliştiren uzmanlar ve cerrahlar adına hem de kadavralar sayesinde daha iyi sağlık hizmeti alan vatandaşlarımız adına teşekkür ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
|