Makarna ve irmik sektörünün Türkiye’de önde gelen firmalarından olan Arbel Grup yöneticilerinden Gülçin Arslan Hazar; “Arbella’yı özel kılan kaliteli ve çeşit çeşit ürünlerinin yanı sıra; insanlara yaşattığı duygu deneyimleridir. Sofraya bir tabak makarna koymaktan öte; duyguların paylaşıldığı an’lar yaratmaktır. Kurulduğumuz ilk günden bugüne, sofralara konulan tabaklarda yiyecek olmayı değil; lezzetimizle birlikte tüketicilerimizin güzel duygularına eşlik etmeyi önemsedik, önemsiyoruz” dedi.
Haber- Burak Karataş
Makarna ve irmik sektörünün Türkiye’de önde gelen firmalarından olan Arbel Grup, ihracat ağı ile de adını dünyaya duyurmayı başarıyor. Arbel Grup yöneticilerinden Gülçin Arslan Hazar, Arbel Grup’un faaliyet alanlarını ve sektördeki konumunu gazetecilere anlattı. 1983 yılında Mersin’de dünyaya gelen Arslan, ilkokul ve lise öğrenimini Mersin’de tamamladı. 2001 yılında üniversiteye Gazi Üniversitesi İşletme Bölümü’nde devam eden Arslan, ilk iş deneyimini Kadana’da edindi. Arslan, 2006 yılında Arbel Grup firmasının finans ve kambiyo bölümünde işe başladığını belirterek, “O zamanlar aile şirketi olan, bugün uluslararası bir firmaya dönüşen firmamızda, makarna bölümünün başındayım. 2008 yılında evlendim ve 10 yaşında bir kızım var” dedi.
“80 ÜLKEYE İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİYORUZ”
Arbella Makarna’nın, Durum Gıda çatısı altında 2002 yılında kurulduğunu ifade eden Hazar, makarna ve irmik sektöründe Türkiye’de önde gelen üreticilerden biri olduklarını belirtti. Kuruldukları günden bu yana yenilikçi bir vizyon ile ilerlediklerinin de altını çizen Hazar, “Üretim kapasitemiz ve son teknoloji tesislerimizle ihracat potansiyeli açısından dünyanın önde gelen üreticilerindeniz. Yüzde 90 kapasite ile aralıksız üretim yapıyor, hem Türkiye hem uluslararası piyasada aktif olarak tüketicilerimize ulaşıyoruz. 350 dönüm bir arazi üzerine kurulu bir alanda yıllık 180 bin ton irmik ve 160 bin ton makarna üretim kapasitesine sahibiz. 80 ülkeye ihracatımız var. En çok ihracat yaptığımız ülkeler arasında yüksek kalite odaklı Japonya var” ifadelerini kullandı.
“LEZZETİMİZLE BİRLİKTE TÜKETİCİLERİMİZİN GÜZEL DUYGULARINA EŞLİK ETMEYİ ÖNEMSEDİK”
Hazar, 25’in üzerinde ürün çeşitlerinin olduğunu da sözlerine ekleyerek, “Gerek ürün çeşitliliği gerekse ambalaj teknolojileri ile Türkiye ve uluslararası tüketicilerimizin talep ve ihtiyaçlarına yönelik çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. Toplam satışlar içinde ihracat paylarının bu yıl yüzde 55 seviyesinde seyrettiğini söyleyebilirim. Üretim hattında kullandığımız yüksek teknoloji ve inovatif bakış açısıyla her ülkenin tüketici ihtiyaçlarına göre özel ürünler geliştirebiliyoruz. Şirket olarak en güçlü yanımızın bu olduğunu söyleyebilirim. Dünya standartlarında üretim yapıyoruz ve bunu hem iç piyasadaki tüketicilerimize hem de başka ülkelere sunuyoruz. Arbella’yı özel kılan kaliteli ve çeşit çeşit ürünlerinin yanı sıra; insanlara yaşattığı duygu deneyimleridir. Sofraya bir tabak makarna koymaktan öte; duyguların paylaşıldığı an'lar yaratmaktır. Kurulduğumuz ilk günden bugüne, sofralara konulan tabaklarda yiyecek olmayı değil; lezzetimizle birlikte tüketicilerimizin güzel duygularına eşlik etmeyi önemsedik, önemsiyoruz. Bunu yaparken kalitemizden asla ödün vermiyoruz. Aynı zamanda kendimizi sürekli geliştiriyor ve çağa ayak uydurmayı çok önemsiyoruz” diye konuştu.
“HER ÜLKENİN İHTİYAÇLARINA GÖRE ÖZEL ÜRÜNLER GELİŞTİRİYORUZ”
Çalışma felsefeleri gereği her zaman yenilik arayan, yaptığı işe fark katmayı ilke edinen bir marka olduklarının da altınız çizen Hazar, “Yeni çeşitler, gerek yurt dışındaki gerekse yurt içindeki talepler göz önünde bulundurularak araştırma şirketlerinden gelen tüketici eğilim raporları değerlendirilerek oluşturuluyor. Üretim hattında kullandığımız yüksek teknoloji ve inovatif bakış açısıyla her ülkenin tüketici ihtiyaçlarına göre özel ürünler geliştirebiliyoruz. Bu yüzden AR-GE departmanımızın firmamızda çok önemli ve özel bir yeri var. AR-GE merkezimiz, Türkiye makarna sektöründe onaylı ilk AR-GE merkezidir. AR-GE merkezimizde, yeni ürün ve ürün geliştirme faaliyetlerimizin yanında, süreç geliştirme çalışmaları da yapılmaktadır. Araştırma, geliştirme ve inovasyonu kurum kültürü olarak görüyoruz. AR-GE uzmanlarımız, ileri teknoloji ile donatılmış merkezimizde tüketicilerimizin ihtiyaç ve beklentilerine en uygun ürün çözümlerine dönüştürüyor. Gelecek hedefimiz -gerek yurt içi gerek yurt dışında olsun- daha fazla insanın sofrasında, zihninde ve kalbinde yer alabilmek diyebilirim” dedi.
“KENDİN OLABİLMEK ÖNEMLİ”
Hazar, son olarak genç girişimcilere de önerilerde bulunarak; “Konuyla ilgili naçizane önerim, ilk olarak kendileri olmayı başarabilen insan olmalarıdır. Eğitimler, fikirler. Konu ne olursa olsun en büyük iş insanın kendisinde bitiyor. Çünkü ‘kendin olabilmek’ kendi kendinin lideri olabilmekle ilgilidir; özgün olabilmekle ilgilidir; duygusal ve analitik zekasının farkında olmak ve muhteşem dengeyi sağlayabilmekle ilgilidir; başkalarını da olduğu gibi kabul edip, sinerjiyi sağlayabilmekle ilgilidir; güvenin, sağlıklı iletişimin, bağlılığın, uyumun ve sorumluluk duygusunun netliği ile ilgilidir. Sonuç olarak; kendi olabilen her birey başkaları için aranan, ayrılmaz ve kıymetli birer birey olacaktır. Durum böyle olunca atılan her adımda, yapılan her işte yıldızların parlaması daha kolay olacaktır diye düşünüyorum” sözlerini sonlandırdı.
|