Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi, Mersin’de öldürülen Raziye Oskay’ın öldürülmesi ve kadına yönelik şiddet olaylarına tepki göstermek amacıyla basın açıklamasında bulundu. Daha önce defalarca failin tehditler savurduğunu kaydeden Raziye Oskay’ın Avukatı Işıl Akan, “Raziye Oskay olayı, diğer tüm kadın cinayetlerinde olduğu gibi ne münferit ne de tesadüfi bir olaydır. Senelerdir süre gelen sistematik tehditler, her türlü taciz ve baskıların sonucudur. Fail hiçbir zaman durmak bilmemiş ve gencecik bir kadını, Raziye’yi sokak ortasında katletmiştir” dedi.
Haber: Sevcan Akgül
Mersin’de eski erkek arkadaşı tarafından Mersin’de sokak ortasında katledilen Raziye Oskay için Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi basın açıklaması düzenledi. Kadına yönelik şiddetin sürekli artarak devam ettiğini belirten Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Arzu Günay, “İçimiz acıyor sözün bittiği yerdeyiz. Dün 2 kadın cinayeti işlendi Mersin de 24 yaşında Raziye Oskay. Yine İstanbul’da İstanbul Barosuna kayıtlı kadın meslektaşımız Avukat Dilara Yıldız katledildiler. Erkek şiddetine uğrayarak katledildiler. Kadına yönelik şiddet en yakınlarımızdan geliyor. Sistemli şekilde eski nişanlısı Oktay Dönmez tarafından tehdit edilen Avukat Dilara Yıldız olay anında olay yerine gelen polislerin gözü önünde kurşunlanarak öldürülmüştür. Her gün en az bir kadın cinayeti ile güne başlar olmak ve bu kadın cinayetlerini normalleştirerek toplumun duyarsızlaştırılması, faillere uygulanan cezaların yetersiz olması ve şiddet gören kadınlar için gerekli tedbirlerin alınmaması nedeni ile gerçekleşen bu cinayetler karşısında, devletin tüm organları ve yargı sisteminin sorumluluğu bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
“SON 1 YILDA 367 KADININ, ERKEKLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ”
Kadın Dernekleri Federasyonu tarafından tutulan kadın cinayetleri istatistiklerine göre son 1 yılda 367 kadının, erkekler tarafından öldürüldüğünü belirten Günay, “Devletin, kadını koruma yükümlülüğünü yerine getiremediği açık olarak ortadayken, İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararı verilerek, faillerin yeterince ceza almadıkları, iyi hal ve haksız tahrik gibi sebeplerle ceza indiriminden faydalandıkları mağdur karşısında güçlendikleri ve mağdurların mağduriyetinin ikiye katlandığı görülmektedir. Kadın cinayetlerinin büyük çoğunluğunun ateşli silahlarla işlendiği açıkken bireysel silahlanmanın yasaklanmaması bu cinayetlerin en önemli sebeplerindendir. Bunun yanı sıra Türk Ceza Kanununda ısrarlı takibin suç olarak düzenlenmesinin de geciktirilmemesi gerekmektedir. İlimizde işlenen Raziye Oskay cinayeti münferit bir olay olmayıp, 5-6 yıldır baromuz mensubu Av. Işıl Akan tarafından takip edilen olay ve davalar zincirinin devamında gerçekleşmiştir” şeklinde konuştu.
“RAZİYE OSKAY UZUN YILLARDIR BASKI, TACİZ VE TEHDİTLER ALTINDAYDI”
Sabah saatlerinde işe giderken sokak ortasında silahla katledilen Raziye Oskay olayının, diğer tüm kadın cinayetlerinde olduğu gibi ne münferit ne de tesadüfi bir olay olmadığını söyleyen Raziye Oskay’ın avukatı Işıl Akan, “Senelerdir süre gelen sistematik tehditler, her türlü taciz ve baskıların sonucudur. Raziye Oskay henüz çocuk yaşlarda tanıştığı ve o tarihten beri de sürekli baskı ve tehditlerine maruz kaldığı, onu ‘çok sevdiğini(!)’ söyleyen adam tarafından katledilmiştir. Kadına yönelik hiçbir şiddetin, ‘sevgi’, ‘aşk’ gibi sözcüklerle yumuşatılamayacağını, hiçbir şekilde meşrulaştırılamayacağını bir kez daha üstüne basa basa vurguluyoruz. Raziye Oskay uzun yıllardır baskı, taciz ve tehditler altında her gün ölmekten korkan, her gün işe giderken önünü arkasını kontrol eden, yanına yaklaşan her yabancıya şüphe ve korku ile bakan, kısacık ömrünü hep öldürülme korkusu ile geçiren henüz 24 yaşında gencecik bir kadındır” ifadelerini kullandı.
“DAHA ÖNCE DE ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS ETTİ”
Bundan 5 yıl önce, 2017 yılında da aynı kişinin Raziye'nin evine silahla saldırdığını ancak yeteri ceza alamadığını belirten Akan, “Daha önce bu fail kasten adam öldürmeye teşebbüs, silahla tehdit, konut dokunulmazlığını ihlal gibi suçlardan ağır ceza mahkemesinde yargılanmış ve 1,5 ay kadar tutuklu kalmıştır. Dava sonrası da failin tehdit ve benzer eylemleri sürekli devam etmiş; davalar, şikayetler, uzaklaştırma kararları faili durdurmamış ve geçtiğimiz yıllarda Raziye, can korkusu ile son çare olarak izini kaybettirmeye karar vermiş, her türlü telefon vesaire gibi şahsi bilgilerini değiştirerek İstanbul iline yerleşmiş ve orada çalışmaya başlamıştır. Ancak fail bir süre sonra Raziye’yi orada da bulmuş ve iş yerine gidip gelmeye başlamıştır. Bu şahıstan kaçamayacağını anlayan Raziye en azından ailesi ile yaşamak üzere Mersin iline dönüş yapmıştır” diye ekledi.
“SÜREKLİ ŞİKAYETÇİ OLUNDU AMA HEP SERBEST KALDI”
Failin daha önceden de şikayet dosyalarının olduğunu hatırlatan Akan, “Geçen yıl yani 2021 yılı içinde failin artan eylemleri nedeniyle tarafımızca yeniden şikayetçi olunmuş olup cinsel saldırı şantaj ve tehdit suçlarından halen soruşturması devam eden bir savcılık dosyası daha vardır. Bu dosyada fail adli kontrol şartı ile serbest bırakılmış, serbest kaldıktan sonra uzaklaştırma kararını hep ihlal etmiş, her gün Raziye'nin iş yerine gelmiş, her gün tehdit mesajları atmaya devam etmiştir. Bu vahim durum ve delilleri sunmak sureti ile adli kontrol kararlarına itiraz edip Raziye'nin artık can güvenliği olmadığı yönünde dilekçeler vermişsek de ne yazık ki fail tutuklanmamıştır. Geldiğimiz noktada ise fail hiçbir zaman durmak bilmemiş ve gencecik bir kadını, Raziye'yi sokak ortasında katletmiştir” sözlerine yer verdi.
“KADIN ÖLÜMLERİ ARTARAK DEVAM EDİYOR”
Henüz Raziye’nin ölümünün üzerinden 12 saat geçmeden İstanbul'da gencecik bir kadın avukatın, Dilara Yıldız’ın da yine silahla katledildiği bilgisini aldıklarını ve kadına yönelik şiddetin sürekli arttığını belirten Akan, “Her gün onlarca kadının şiddete uğrayıp öldürüldüğü bu ülkede, kadına yönelik şiddeti engelleyecek ve azaltacak her mücadele ve her hukuki düzenleme biz kadınların can simididir. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi tartışmaları ve 6284 sayılı yasanın uygulanma pratiği hayati önem arz etmektedir. Bu mücadelede, biz kadınları hukuki olarak geriye götüren hiçbir kararı kabul etmeyecek ve sonuna kadar mücadele edeceğiz. Toplumsal eşitsizliklerin ve kadına yönelik şiddetin sonlandırılması mücadelesi için tek başına yeterli olmasa da İstanbul Sözleşmesi taraf ülkeleri, bireyleri cinsiyet temelli şiddetten korumakla ve adli süreci hızlı işlemekle yükümlü tutmaktadır ve biz kadınlar için çok önemlidir. Bugün ve bundan sonra da kadına yönelik şiddetin engellenmesi, faillerin en yüksek cezaları alması, gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması ve kadınların tüm hukuki kazanımlara sahip çıkması noktasında sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.
“KADIN HAKLARINI SÜREKLİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Kadın haklarını sürekli olarak korumaya yönelik çalışmalar yaptıklarını ve yapacaklarını kaydeden Mersin Baro Başkanı Gazi Özdemir ise, “Bilindiği üzere İstanbul Sözleşmesi Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle feshedildi. Biz Mersin Barosu olarak kararnamenin iptali için dava açtık. Maalesef dava aleyhimize sonuçlandı ama oy çokluğuyla. Netice itibariyle kararnameye karşın oy kullanan hakimler de vardı. Ayın 15’inde barolar olarak başkanlık toplantısı var Ankara’da ve bu olaylar gündeme gelecektir. Barolar olarak biz bu olayın üzerine gideceğiz, kadın haklarını korumaya yönelik. Bir takım yasal düzenlemelerin yeniden getirilmesi, bunların daha etkin ve aktif şekilde kullanılması gibi çalışmaları barolar olarak yürüteceğiz. Biz bundan önceki süreçte olduğu gibi bundan sonraki süreçte de hem Mersin Barosu olarak hem de Kadın Hakları Komisyonu olarak olayın takipçisi olacağız. Failin en yüksek cezayı alması için ve bundan sonraki süreçte de bu tür olayların önlenmesi adına Mersin Barosu olarak biz her türlü çabayı ortaya koyacağız ve bu olayın sonuna kadar takipçisi olacağız” şeklinde konuştu.
|