Mersin’in bir yerel TV programına konuk olan Mersin Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Dernek Başkanı Münir Şen, gündemde olan yaş sebze ve meyve fiyatları ile ülkedeki üretim planlamaları hakkında değerlendirmelerde bulundu. Ülke genelindeki tarım politikasını hakkında konuşan Şen, üretimde planlama ve denetimin olmadığını belirterek, “Son 20 yılda üreticiye verilen destek Cumhuriyet tarihinde verilmedi. Ama son 20 yılda da çiftçinin borcu 2 milyardan 160 milyar TL’ye ulaştı. Bu kadar desteğe rağmen bu çiftçinin borcu artıyorsa 2 milyon üreticimiz 500 bine düşüyorsa demek ki bir yerde bir yanlış var. Çünkü denetim yoktu” dedi.
Haber- Emrah Birgül
Mersin Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Dernek Başkanı Münir Şen, Mersin’in bir yerel TV programına konuk oldu. Programda; ülke genelindeki yaş sebze ve meyve fiyatlarını değerlendiren Şen, tarımda üretim planlamaların olmadığı ifade ederek, tüketiciler ise bundan dolayı fahiş fiyatlarla karşı karşıya kaldığını belirtti. Son 20 yılda üreticilere birçok desteğin yapıldığını aktaran Şen, verilen desteklerle birlikte denetimin olmadığını ve adaletli desteğin yapılmadığını vurguladı. Fiyatlardan dolayı herkesin şikayetçi olduğunu öne süren Şen, “Üretici şikayetçi, halci şikayetçi, tüketici şikayetçi, ilgili bizi yönetenler şikayetçi mutlu olan kim peki. Mutlu olan kimse yok. Herkes şikayet ediyor, ama çözüm noktasında kimse elini taşın altına koymuyor. Üretimi planlamadığımız sürece biz bunları sadece konuşuruz. Biz sebeplerden çok sonuçları tartışan bir milletiz. Etiketteki fiyatlar biraz yükseldiği zaman çözüm, üreteceğimiz yerde sorunu biriyle paslaşarak sorunu hallettiğimizi düşünürüz. Sorunlardan kaçarak bu işi çözemeyiz” ifadelerini kullandı.
“ÜRETMEZSENİZ FAHİŞ FİYATLARLA KARŞI KARŞIYA KALIRSINIZ”
İlk çözüm olarak üretimde planlamanın olması gerektiğini vurgulayan Şen, “Yapacağınız şey ilk önce bir üretim planlaması yapmak, planlamadığımız şeyi yönetemezsiniz. Sadece şikayet edersiniz. Çok üretirseniz ucuz satarsınız, üreticiyi üretimden koparırsınız. Üretmezseniz fahiş fiyatlarla karşı karşıya kalırsınız. Maalesef 2011’de çıkan bir hal yasası, bir serbestlik getirdi. O günkü market lobisi çok güçlüydü, bir sipariş hal yasası ile halleri baypas ettiler. Dediler ki siz halleri aradan çıkarın biz direk üreticiden alalım, nihai tüketiciye ucuz ürün verelim. Biz bunun böyle olmadığını çok kez ifade ettik. İnanın dokunmadığımız bir merci yok, gitmediğimiz çalmadığımız kapı yok. Çok fazla lobi yapıyoruz. Çok fazla mücadele ediyoruz. Ama maalesef ulusal basında yer bulmuyoruz” şeklinde konuştu.
“PAZARCI TEZGAHINA ULAŞAN ÜRÜNÜN MALİYETİ 4 TL’DEN AŞAĞI DEĞİLDİR”
Ülkenin acil tarım politikasına ihtiyacı olduğunu söyleyen Şen, sadece tarladan çıkan ürünün o fiyatla düşünülmemesi gerektiğini ve başka maliyetlerin de olduğunu belirterek, “Eğer biz bu sorunu çözmek istiyorsak, ülke olarak bir tarım politikasına acil ihtiyaç var. Biz hal’de satılanın yüzde 8 hizmet fiyat bedelini alıyoruz. Üretim maliyetleri artıyor, ambalaj maliyetleri artıyor, işçilik maliyetleri artıyor, vergiler artıyor, yani bildiğiniz her şey artıyor. Bugün siz bunların fiyatını düşürmediğiniz taktirde sadece şikayet edersiniz. Gübrenin, elektriğin, akaryakıtın her şeyin yüksek olduğu bir yerde sen pahalıya üretip ucuza satamazsın. Kamuoyunda ciddi bir bilgi kirliliği de var. Bir ürün İstanbul’daki bir market rafına ya da pazarcı tezgahına ulaşma maliyeti 4 TL’den aşağı değildir. Örtü altı ürünün üretiminin maliyeti 5 TL’dir. Yani ürünü tüketiciye götürenler bir kar imajını koymak zorundadır. Yani buradan beleş aldığınız bir ürün İstanbul’da 10 liraya satıldığında bu çok makul aslında” ifadelerini kullandı.
“ÇİFTÇİNİN BORCU 2 MİLYARDAN 160 MİLYAR TL’YE ULAŞTI”
Son 20 yılda üreticiye çok desteklerin verildiğini ve bu destekler doğrultusunda üreticilerin daha çok borcun altına girdiğini belirten Şen, “Son 20 yılda üreticiye verilen destek Cumhuriyet tarihinde verilmedi. Ama son 20 yılda da çiftçinin borcu 2 milyardan 160 milyar TL’ye ulaştı. Bu kadar desteğe rağmen bu çiftçinin borcu artıyorsa 2 milyon üreticimiz 500 bine düşüyorsa demek ki bir yerde bir yanlış var” diye konuştu.
“10 LİRAYA DOMATES PAHALI DEĞİL, ÇÜNKÜ ÜRETİCİYE GELENE KADAR ÇOK MALİYETİ VAR”
Destekte denetim mekanizması olmadığını aktaran Şen, desteklerde adil dağıtımın olmadığını da ifade ederek, “Tarım sektörünün aslında hiçbir desteğe ihtiyacı yok. Bizim tek ihtiyacımız sadece doğru bir planlamadır. Bunu hep söylüyoruz, çünkü çözüm burada. 15 gün önceydi, Tarım Bakanı Mersin ziyaretinde bunu defalarca dile getirdi. Demek ki doğru yoldayız. Çünkü bu sektörün kurtuluşu üretim planlamasıdır. Mersin hal’inde işlem gören domates 3 TL ile 5 TL arasında ortalama 4 TL’dir. Bunun maliyetleri var, bu ürünün marketçisi olsun, pazarcısı, tüccarcı olsun. Bunun 4 TL’de maliyeti olduğu zaman 8 TL oluyor. 10 liraya domates pahalı değil, bu 10 liraya üreticiye ulaşıyorsa bu çok normal. Bizde onun için diyoruz ki planlama yapalım, hem üreticiler karşılığını alsın hem de tüketiciler normal fiyattan alır ve herkes mutlu olur” ifadelerini kullandı.
|
Yorumlar (0)
