Mersin’in Çukurkeşlik ve Kayrakeşli Mahallesi’nde gerçekleştirilecek olan maden ocağı projesine tepkiler çığ gibi büyümesiyle birlikte şimdide proje yargıya taşındı.
Haber- Kadri Duman
Çukurkeşlik Mahallesi Mevkii, Gurubu Maden (Kalker Ocağı), Kırma-Eleme Tesisi ve Mekanik Plent Ünitesi’ ve Toroslar İlçesi, Kayrakeşli Mahallesi, Hacgediği Mevkiinde, II-a Gurubu Maden (Kalker) Ocağı” projesi gerçekleştirilmesi planlanması üzerine Mersin Barosu, Mersin Çevre Mühendisleri Odası ve mahalle muhtarları ve halkı projenin iptali için harekete geçti.
YAŞAM ALANLARINI TEHDİT EDİYOR
Tehlikenin boyutunu gözler önüne seren Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Dr. Sinan Can; “30,21 ve 43,88 hektar olmak üzere 5 yayla mahallesini doğrudan etkileyen toplamda 74,09 hektarlık alanda yapılması planlanan iki proje ile karşı karşıyayız. Konut mesafeleri açısından proje alanına en yakın konut Hacgediği Yaylası’na ait olup 200 metre mesafe olarak bildirilmiştir. Yerinde saha çalışmasında görüyoruz ki, proje alanlarına çok yakın mesafede irili ufaklı çok sayıda kayıtlı kayıtsız yaşam alanları bulunmaktadır. Ayrıca konar göçer Yörüklerin yaşam alanına sınır durumundadır. Taş ocağı projelerinin etki sahasında yer alan, Mersin'in doğası ve nesli dünya ölçeğinde tehlike altında olan küçük akbabaların korunmasıyla ilgili projeleri, yaklaşık 10 yıldan bu yana sürdürmektedir. Küçük akbaba (Neophron percnopterus) popülasyonunun tüm Avrupa’da en yoğun olduğu iki alandan birisi olan Mersin, tehlike altındaki türün korunması için hayati önem taşıyan bir bölgedir. Dava konusu maden taş ocağı ve kırma eleme tesislerinin yer aldığı bu bölgedeki mevcut popülasyonunun ortaya çıkarılması, üreme başarısının tespit edilmesi ve türe yönelik tehditlerin belirlenmesi için izleme çalışmaları gerçekleştirilmesi gerekmektedir. ÇED raporunda; ‘Proje kapsamında ÇED alanından itibaren 10 metre sağlık koruma bandı oluşturulmuştur. ÇED alanının Kırmızı Dere tarafında ise DSİ’nin belirlemiş olduğu koruma bandı kadar uzaklaşılmış ayrıca bu hattan sonra 5 metre daha koruma bandı oluşturulmuştur.’ Denilmektedir. Ekolojik ve tarihi derinliği olan Kızıl Dere’ye bu kadar yakın bir mesafede maden ve taş ocağı tesislerinin yapılması son derece tehlikeli ve geri dönülemez etkiye neden olabilecek potansiyele sahiptir. Ayrıca belirlenen sağlık koruma bandının kızıl dereyi ne derece koruyacağı etki düzeyinin nasıl oluşturulacağı gibi veriler ise değerlendirilmemiştir” diye konuştu.
|