Haber Merkezi
Gündelik yaşamda sık kullandığımız ifadelerden biri olan ‘’tükendim’’ kelimesini evde, iş yerinde, emek verdiğimiz birçok ortamda dile getiriyoruz. Modern çağın birçok getirisiyle birlikte stres gibi tükenmişlik sendromu da günümüze has rahatsızlıklardan bir tanesi olarak kabul ediliyor. İçel Psikoloji Danışmanlık’tan Uzman Psikolog Esin Şimşek, “Bu sendromda olan kişilere empati ile yaklaşılmalı, kişinin hissettikleri konusunda empati kurarak onların duygularına saygı gösterilmeli, işe dair beklentilerini daha ulaşılabilir hedefler haline getirmesi için gerçekçi diyaloglar kurulmalı” dedi.
Tükenmişlik sendromunun tıbbi olarak kabul gören bir tanı olmadığını dile getiren İçel Psikoloji Danışmanlık’tan Uzman Psikolog Esin Şimşek, Tükenmişlik Sendromu’nun tanımı, bu sendromu yaşayanların nasıl davranışlar gösterdiği, depresyon ile benzerliği, ne kadar sürdüğü ve sendromu yaşayanlara nasıl davranılması gerektiği konularında gazetemize özel açıklamalar yaptı.
“GÜNÜMÜZ İŞ DÜNYASI İÇİN ÖNEMLİ BİR SORUN HALİNE GELMİŞTİR”
Psikolog Esin Şimşek şunları dile getirdi:
Gündelik yaşamda sık kullandığımız ifadelerden biri olan ‘’tükendim’’ kelimesi evde, iş yerinde, emek verdiğimiz birçok ortamda dile getirmeye devam edilirken, bu literatüre ilk olarak Hebert J. Freudenberger tarafından 1974’te kullanıldı. Sendrom türü olarak geçmesi son zamanlarda iş yükünün artmasıyla yaygınlaşması ile daha sık karşılaştığımız nitelendirmelerden biri oldu. Tükenmişlik sendromu tıbbi olarak kabul gören bir tanı değildir. Tükenmişlik sendromu başarısızlık, yıpranma, enerji ve güç kaybı ve insanın sürekli mükemmeliyetçiliğe doğru iten iç kaynakları üzerinde, karşılayamaması durumunda çıkan durumu tükenme durumudur. Modern çağın birçok getirisiyle birlikte stres gibi tükenmişlik sendromu da günümüze has rahatsızlıklardan bir tanesi olarak kabul edilse de kendisini ilk defa bu dönemler de gösteren bir olgu değildir. Zaman içerisinde yoğunlaşan rekabet koşulları ve gelişen teknolojinin çalışma şartları üzerindeki olumsuz etkisi ile tükenmişlik sendromu günümüz iş dünyası için önemli bir sorun haline gelmiştir. Tükenmişlik sendromu, konusu itibariyle insanların işleri nedeniyle kurdukları ilişkiler ve bu ilişkilerin kötü gitmesiyle ortaya çıkan sorunlarla ilgilidir. Biçimlendirildiği gibi çerçeveyi genişleterek ele aldığımızda gündelik yaşantımızı ve çevrenize yönelik bir duygusal çöküntülerin sebebiyet verdiği fiziksel, zihinsel ve hatta bedene yansıyan semptomlarıyla bazen karşı karşıya kaldığınız bazen de farkına varmadan büründüğünüz tükenmişlik sendromunu orta yaş kriziyle ya da statüsünü kademe kademe yükseltmenin arzu halinde içinde olan kişilik stilleri ilişkilendirmek daha doğru olabilir. Diğer bir bağdaşılan noktadan ele aldığımızda bu sendromu yakalanan kişilerde iş hayatında her şeyin mükemmel olma arzusunda olan, idealizm ve realizm noktasının ayrımına varamayıp, “ya siyah ya beyaz” arayışında olduklarından dolayı öncellikle öncelikle duygusal tükenme noktasından başlayabilen bu sendrom, Aynı zamanda günlük hayatta dış kontrol odaklı yapıya sahip, güç beklentileri olan, öz yeterliliğe sahip olmayan bireyler ve empati kuramayan kişilik stillerin de daha bu sendroma yakalamanın riski altındadırlar.
TÜKENMİŞLİK SENDROMU YAŞAYAN BİRİ NASIL DAVRANIŞLAR GÖSTERİR?
İlgi ve odak kaybı: Kişi, işle ilgilenmekte zorlanabilir ve önceden sevdiği aktivitelere karşı ilgisiz hale gelebilir. Motivasyon kaybı ve isteksizlik: Kişi, iş yapmak için gereken motivasyonu kaybedebilir ve çalışma isteğinde azalma görülebilir. Duygusal değişimler ve ani duygu değişimleri: Kişi, sinirlilik, kızgınlık, üzüntü veya umutsuzluk gibi negatif duygulara daha yatkın olabilir. Fiziksel semptomlar: Aşırı yorgunluk, uyku bozuklukları, baş ağrısı, kas ağrıları gibi fiziksel belirtiler gösterebilir. Sosyal geri çekilme: Kişi, sosyal ilişkilerden uzaklaşabilir, iş ve diğer arkadaşlarıyla daha az etkileşimde bulunabilir. Daha düşük performans kaydı: Kişi, işte verimliliğinin azalmasına ve daha fazla hata yapmasına neden olan konsantrasyon problemleri yaşayabilir. Depresyon ve kaygı: Tükenmişlik sendromu yaşayan kişilerde depresyon ve kaygı gibi duygusal sorunlar da görülebilir. Kendine güvensizlik: İş performansındaki düşüş ve diğer sorunlar nedeniyle tükenmişlik sendromu yaşayan kişilerde kendine güvensizlik ve özsaygı eksikliği gibi durumlar da ortaya çıkabilir… Gibi birçok semptomlarla iç içe olduğu gerçeğiyle gözlemlenebilir.
TÜKENMİŞLİK SENDROMU DEPRESYON İLE BENZER Mİ?
Tükenmişlik sendromu her ne kadar depresyon belirtilerine benzese de bunu depresyondan ayıran temel nokta sendromun iş ortamında ve iş yüküyle iş ortamı noktasında başlamakta olup, depresyon tanı ve değerlendirme noktasında Mental Bozuklukların DSM-V el kitabından da baz alındığında depresyon semptomların her ortamda süreklilik gösteren durum olduğu, bu yüzden tükenmişlik sendromu ile depresyonu ayıran temel noktalardan birinin Fakat tükenmişlik sendromu iş ortamında ya da süregelen monoton yaşam koşullarında daha çok seyrini gösterirken, depresyon günlük yaşantımızın her durumunu etkileyen yaşamdan zevk almama durumudur. Ayrıca, bazı meslek gruplarında değişmeyen monotonluk tükenmişlik sendromu riskini artırabilmekte bireyin hayatını ruhsal açıdan zorlaştırabilmektedir. Günümüzde sağlık çalışanları, öğretmenler, sosyal hizmetler görevlileri gibi mesleklerde sıkça bu sendromdan muzdarip meslek grupları haline gelmekte olup, bu mesleklerde çalışan kişiler, iş yerindeki koşulları veya çalışma saatlerini değiştiremedikleri ve iş yükünün günden güne artışıyla bu kişilerin tükenmişlik sendromuna yakalanma riski daha yüksek olabilmektedir ve bu riski en aza indirmek için özellikle dikkatli olmaları gerekmektedir. Sonuç olarak, tükenmişlik sendromu tekrar edebilen bir durumdur ve önlem alınmadığı sürece tekrarlaması mümkün olan bu sendrom ancak uygun önlemler alındığında önlenebilir.
TÜKENMİŞLİK SENDROMU NE KADAR SÜRER?
Tükenmişlik sendromu ne kadar sürer sorusunun cevabı ise kişiden kişiye değişebilir. Tükenmişlik sendromunun süresi, kişinin bu durumu tetikleyen faktörlere ne kadar maruz kaldığına, tedavi edici önlemlerin alınıp alınmadığına ve kişinin genel durumuna bağlı olabilir. Bazı insanlar için tükenmişlik sendromu geçici bir dönemdir ve birkaç hafta veya ay içinde atlatılırken, diğerleri daha uzun süre veya kronik olarak deneyimleyebilirler. Bu nedenle, tükenmişlik sendromunun ne kadar sürdüğünü belirlemek için kişisel bir değerlendirme yapmak gerekir. Bununla birlikte, tükenmişlik sendromunun tedavi edilebilen bir durum olduğunu unutmamak ve profesyonel yardım aramak önemlidir.
TÜKENMİŞLİK SENDORUMU YAŞAYAN KİŞİYE NASIL YAKLAŞILMALI?
Tükenmişlik sendromu insanlarla yüz yüze ilişki gerektiren mesleklerde daha fazla görülmektedir. Çalışma sürecinde yoğun derecede duygusallık ve psikolojik yıpranmışlık nedeniyle enerjinin tükenmesini ifade eden bu aşama, tükenmişlik sendromunun en bilinen biçimine karşılık gelmektedir. Genellikle bu sendromda kişiler depresyonda olduklarını düşünürler ve sosyal çevrelerinde de buna dair geri dönütler alırlar. Bu yüzden genellikle bu sendromda olan kişilere empati ile yaklaşılmalı kişinin hissettikleri konusunda empati kurarak onların duygularına saygı gösterilmeli, işe dair beklentilerini daha ulaşılabilir hedefler haline getirmesi için gerçekçi diyaloglar kurulmalı. Aynı zamanda Destekleyici bir ortam yaratıp, kişinin tükenmişlik sendromuyla başa çıkmasına yardımcı olmak için onları destekleyici bir çalışma ortamına girmesini sağlamalı. Pozitif bir atmosfer, iş arkadaşları arasında dayanışma ve takım çalışması gibi unsurlar kişinin motivasyonunu artmasına yardımcı olmasını sağlayacaktır.
|