İHA
Bilimde cinsiyet eşitliğini desteklemek, bilim kadınlarının başarılarını görünür kılmak ve yeni nesillere ilham vermek amacıyla hayata geçirilen "Bilim Kadınları İçin" Programı’nda bu yıl Hacettepe Üniversitesi’nden Dr. Gülşah Merve Kılınç, antik DNA’ları inceleyerek ağız mikrobiyatasının evrimi ile günümüz hastalıkları arasında bağ kurmayı amaçlayan projesiyle ödüle layık görüldü.
“Dünyanın bilime, bilimin kadınlara ihtiyacı var” yaklaşımıyla L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü, Türkiye’nin en uzun soluklu kurumsal sosyal sorumluluk projelerinden olan ‘Bilim Kadınları İçin’ programı 22 senedir devam ediyor. 40 yaş altı genç ve yetenekli bilim kadınlarının başarılarını taçlandırarak, onların projelerinin dünya çapında duyulmasına fırsat sağlayan ‘Bilim Kadınları İçin’ programında bu yıl ödül kazanan 4 bilim kadını L’Oréal Türkiye Ülke Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen ev sahipliğinde, 2017 yılında uluslararası arenada ‘L’Oréal Uluslararası Yükselen Yetenek Ödülü’nü kazanan, Türkiye’de ilk uzay radyasyon testlerinin yapıldığı ODTÜ İVME-R’in müdürü Prof. Dr. Bilge Demirköz de onur konuğu olarak katıldığı bir törende tanıtıldı. Hacettepe Üniversitesi, Biyoinformatik Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Gülşah Merve Kılınç, antik DNA ile insan ağız mikrobiyotasının ve genetik yapısının zaman içindeki değişimini inceleyen projesiyle 2024 yılı kazananlarından biri seçildi.
ANTİK DNA ÇALIŞMALARIYLA TARİH YENİDEN KEŞFEDİLİYOR
Türkiye’nin en gelişmiş İskelet Biyolojisi Laboratuvarı’ndan birine ve Human-G adlı Antik DNA Laboratuvarı’na sahip Hacettepe Üniversitesi’nde antik DNA ve popülasyon genetiği üzerine çalışmalarını sürdüren Dr. Gülşah Merve Kılınç, 2024 yılında L’Oréal-UNESCO Bilim Kadınları İçin programında ödül alarak başarılarına yeni bir boyut kattı.
Dr. Gülşah Merve Kılınç, Neolitik dönemin beslenme dönüşümünün ağız mikrobiyotasına etkilerini genetik veri ve popülasyon genetiği analizleriyle incelemeyi amaçlayan projesinde, bu dönüşümün insan ağız mikrobiyatasını nasıl etkilediğini araştırıyor. Proje, sağlıklı insanların ağız mikrobiyatasının evrimini, 6000 yıl önce ve 1000 yıl önce Anadolu’da yaşamış insanların diş ve diş taşlarından elde edilen antik DNA üzerinden inceleyerek, Anadolu’da yaşanan beslenme değişimlerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini aydınlatmayı hedefliyor. Elde edilen bulgularla günümüzdeki ağız mikrobiyatasının evrimi ve günümüzdeki hastalıklarla bağlantısına katkıda bulunulması amaçlanırken, aynı zamanda hastalıkların kökenlerini anlamak ve gelecekte tedavi yöntemleri geliştirmek için de temel oluşturuyor.Projesine ve ‘Bilim Kadınları İçin’ programına değinen Dr. Gülşah Merve Kılınç, “Antik DNA, canlı olmayan biyolojik materyallerden elde edilen genetik bilgilerdir. Antik DNA alanı 2022 yılında Nobel Ödülü’ne konu olmuş, son yılların en parlak araştırma alanlarından biridir. Ağız mikrobiyatasının Anadolu’da Neolitikleşme süreçlerinin sonucunda nasıl değiştiğine dair bu projemiz ise dünyada bir ilk olacaktır. Bu ödül sayesinde laboratuvarımızda hali hazırda yürümekte olan daha büyük ölçekli antik DNA araştırmalarının bir parçasını tamamlayabileceğiz. Buna ek olarak üreteceğimiz sonuçlar yeni proje fikirlerinin doğmasına da olanak sağlayacak. L’Oréal Türkiye’nin de desteği ile bu projeyle hem genç bilim insanlarına hem de bilim insanı adaylarına ilham olmayı çok isterim” dedi.
Dr. Kılınç, Türkiye’deki ilk ‘antik DNA’ araştırmalarına katılıyorVerilen bilgiye göre Dr. Gülşah Merve Kılınç’ın lise yıllarında biyolojiye olan ilgisi, onu Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden lisans derecesi ile mezun olmaya yönlendirdi. Ardından, Bilkent Üniversitesi’nde Moleküler Biyoloji ve Genetik alanında bütünleşik doktora programına tam başarı bursuyla kabul edildi. Doktora sürecinde, sağlıklı insanlarda görülen genetik varyasyonların karakterize edilmesi üzerine araştırmalar gerçekleştiren Dr. Kılınç, evrimsel güçler ve genetik çeşitliliğin izleri konusundaki merakını ODTÜ’deki antik DNA ekibine katılarak geliştirdi. Bu adımla çok sayıda bilim insanı ile Türkiye’de ilk ‘antik DNA’ araştırmalarını yürütmeye başladı.
Doktora sonrası dönemde, EMBO Bursu ile Uppsala Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren Dr. Kılınç, daha sonra Stockholm Üniversitesi’nin antik DNA ekibine katılarak 1000 Antik Genom Projesi’nde görev aldı. Geçtiğimiz on yıl boyunca, çeşitli ulusal ve uluslararası araştırma ekipleriyle birlikte paleogenetik yöntemler kullanarak insan popülasyon genetiği üzerine önemli çalışmalar yürüttü.
Bugün, Hacettepe Üniversitesi, ODTÜ ve Mersin Üniversitesi’nden bilim insanlarıyla birlikte kurduğu antik DNA araştırma grubu ile projelerine devam ediyor. Dr. Gülşah Merve Kılınç, bu yıl ödül kazanan 4 bilim kadını arasında olmasının araştırma ekibi ile yürüttüğü çalışmaların, birlikte ürettikleri soruların ve yaklaşımların katkısının büyük önem taşıdığını belirtti.
|