COVİD-19’un sözleşmelere etkisi nedir?




Tarih: 25 Ekim 2020 Pazar 18:15


COVİD-19’un etkilediği sözleşmelere etkisi hakkında konuşan Av. Hale Ekincileri, “COVID-19’un sözleşme taraflarına sözleşmenin kendiliğinden feshi ya da borcun ifa etmeme hakkı sağlamaz. Her sözleşmeyi kendi özelinde değerlendirmek gerekmektedir. Aksi halde sözleşmeye aykırılık ve temerrüt hükümleri geçerli olacaktır” dedi.

Haber- Cansugül Yıldırım

Mersin Barosu Avukatlarından Hale Ekinciler, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19’un sözleşmelere etkisi ile ilgili gazetecilere konuştu. Sözleşmelerde tarafların yükümlülükleri ortadan kalkıp kalkmayacağına dair bilgi veren Ekinciler, “Hukukun temel ilkelerinden birisi olan Sözleşmeye Bağlılık ilkesi gereğince sözleşmenin ifası esnasında karşılaşılabilecek her türlü engele rağmen sözleşmede kararlaştırılan edimlerin ifası gerekir. Ancak sözleşmenin imzalanmasından sonra ortaya çıkan bazı değişiklikler sözleşmenin ifasını güçleştirebilir veya edimler arasındaki dengeyi ortadan kaldırabilir. Bu koşullar altında sözleşmenin ifasında ısrar etmek Medeni Kanun’un dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edecektir. Mücbir sebep gibi olağanüstü durumlarda sözleşmelerde iki ihtimal mevcuttur; sözleşmede belirtilen edimlerin ifasının imkansızlaşması veya aşırı derecede güçleşmesidir. Edimlerin ifasının imkansızlığı durumunda Türk Borçlar Kanunu 136 ve 137. maddeleri gereği borç kendiliğinden sona erecektir” dedi.

 

“BORÇLU İFANIN İMKÂNSIZLAŞTIĞINI ALACAKLIYA BİLDİRMEZSE DOĞACAK ZARARDAN YÜKÜMLÜDÜR”

Ekinciler, Türk Borçlar Kanunu (TBK) madde 136 ifa imkânsızlığının genel olarak; borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borcun sona ereceğini söyleyerek, “Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır. Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür” açıklamalarında bulundu.

 

“İFA İMKANSIZLIĞI SÜREKLİ DEĞİL GEÇİCİ İFA İMKANSIZLIĞI ŞEKLİNDE OLACAKTIR”

Ekinciler, sözlerine şu şekilde devam etti: “TBK madde 137 II. Kısmi ifa imkânsızlığı; Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır. Ancak COVID-19’la mücadelede şu anda olduğu gibi alınan önlemlerin geçici olduğu durumlarda ifa imkansızlığı sürekli değil geçici ifa imkansızlığı şeklinde olacaktır. Ancak bazı durumlarda geçici ifa imkansızlığı da sürekli ifa imkansızlığı gibi değerlendirilebilir. Bu durumu her sözleşmenin kendi özelinde değerlendirmek gereklidir. İfa İmkansızlığının olmadığı ancak ifanın aşırı güçleştiği durumlarda ise Türk Borçlar Kanunu 138. maddesi uygulanacaktır. Sözleşme hazırlanırken mücbir sebep ve uyarlamaya ilişkin hükümler sözleşmeye konulmuş ve bu hükümlerle çözümler öngörülmüş olabilir, bu halde çözüm öncelikle sözleşme hükümleri çerçevesinde yapılmalıdır. Sözleşme hazırlanırken mücbir sebep ve uyarlamaya ilişkin hüküm konulmamış olması halinde Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacaktır.”

 

 

“HER SÖZLEŞMEYİ KENDİ ÖZELİNDE DEĞERLENDİRMEK GEREKMEKTEDİR”
COVİD-19 un etkilediği sözleşmelerde tarafların bir araya gelerek çözüm üretemediği takdirde mahkemeye başvurularak sözleşmenin uyarlanması talep edebileceklerini dile getiren Ekinciler, uyarlamadaki amacın sözleşmenin devamını değişen koşullara uygun şekilde sağlamak olduğunu belirtti. Ekinciler, “Uyarlamanın Türk Borçlar Kanunu madde 138’de belirtilen koşulları sağlanması halinde mümkündür, sözleşmenin uyarlanmasının mümkün olmaması halinde sözleşmeden dönme ve fesih hakkı kullanılabilir” ifadelerini kullandı. Ekinciler sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “TBK madde 138: II. Aşırı ifa güçlüğü; Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır. İzah edildiği şekilde; COVID-19’un sözleşme taraflarına sözleşmenin kendiliğinden feshi ya da borcun ifa etmeme hakkı sağlamaz. Her sözleşmeyi kendi özelinde değerlendirmek gerekmektedir. Aksi halde sözleşmeye aykırılık ve temerrüt hükümleri geçerli olacaktır.”


Etiket: covid19, sözleşme, avukat, mersinbarosu, haleekinciler


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA