Mersin’de geçen yıl vefat eden avukat ve yazar Şinasi Develi anısına Büyükşehir Belediyesince düzenlenen
Haber- Harun Bor
"Şinasi Develi Mersin Kent Ödülü" ödül töreni Mersin Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Şinasi Develi Mersin Kent Ödülü yürütme kurulu adına Hafize Bilgenoğlu’nun konuşmasıyla başlayan törende ödülün anlam ve öneminden bahsedildi. Bilgenoğlu, dünya üzerinden adından söz ettiren şehirlerin yereldeki değerlerine sahip çıkmasından kaynaklı önemli olduğuna değinerek, “Binlerce yıldan başlayarak günümüze kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Mersinimizle ilgili araştırmalar yapan, kitaplar ve makaleler yazan Mersin sevdalısı Şinasi Develi’nin adını yaşatmak ve yeni araştırmalar yapılmasını her disiplinde yeni eserler yürütülmesini teşvik etmek amacıyla yola çıktık. Şinasi Develi adına verilen bu ödül sivil olmalıdır. Bu kentin bütün kurumlarınca,medeniyetlerimizce bilinmeli, desteklenmeli ki uzun ömürlü ve değerli olsun konusunda olması düşünülüp bu düşünce yol haritamızı belirledi. İlk ziyaretimizde ve ilk basın açıklamamızda bunu görmekten çok mutlu olduk. Mersin’de örnek belediyecilik ile kentimize değer katan Büyükşehir ve tüm ilçe belediyelerimizin bu fikri benimsemeleri ve desteklemeleri bizler için çok kıymetliydi” ifadelerini kullandı. Bilgenoğlu desteklerinden dolayı Mersin Büyükşehir Belediyesi, Akdeniz Belediyesi, Yenişehir Belediyesi, Mezitli Belediyesi, İl Kültür Turizm Müdürlüğüne ve burada hizmet veren Mersin Devlet Opera ve Bale Müdürlüğüne, Mersin Barosuna teşekkürlerini iletti.
“MERSİN KÜLTÜREL DEĞERLERİ VE ZENGİNLİĞİ OLAN BİR KENT”
Şinasi Develi Mersin Kent Ödülü Yürütme Kurulu üyesi ve oğluEthem Develi de ödül töreni ile ilgili bir konuşma gerçekleştirdi. Develi konuşmasında, “Babam geçen yıl 22 Ocak’ta aramızdan ayrıldı. Öldü diyemiyorum zira bu ödül töreninin basına açıklanmasının ardından Eylül ayında yapılan toplantıda Sayın Baro Başkanı Avukat Bilgin Yeşilboğaz’ın bir cümlesi vardı. ‘Şinasi ağabeyimize insanların ölümünden sonra da yaşayabileceği öğretmişti’ demişti. Bugün burada biz bunları yaşıyoruz. Yine Tuncay ağabeyin dediği gibi bu hüzünlü bir rahmetliyi anma töreni değil, yaşatma töreni. Eğer bu ödülün ileriki yıllarda yaşama şansı olursa Ocak ayında kendisi de aramızda olacak ve rahmetle anacağız. Bu törende emeği geçen geçen Büyükşehir Belediye Başkanı olmak üzere, Mersin Barosuna, İl Kültür Turizm Müdürlüğüne, şahsım ve ailem adına teşekkür ediyorum. Ödülün sahibi Turan Ali Çağlar’ı da kutluyorum başarılarının devamını diliyorum” ifadelerini kullandı. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de bir kentin değerli bir kent olabilmesi için içindeki değerlerin ortaya çıkarılması gerektiğine değinerek başladığı konuşmasında, “O potansiyelin gün yüzüne çıkartmamız, yaşadığımız topluma, dünyaya tanıtmamız gerekir. Mersin bünyesinde çok değerler beslemiş, hala besleyen tarihi, kültürel değerleri ve zenginliği olan bir kent” şeklinde konuştu.
“TAŞ BİNA KENT MÜZESİ HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLECEK”
Mersin’in yerel değerlerini gün yüzüne çıkarmak için çaba gösterdiklerini belirten Seçer, “Onların değerini bugün yaşadığımız dönemde hem kentimizde hem ülkemizde hem de dünyada yaşayan insanlara tanıtabilmek. Şinasi Develi de bir değer, Mersin’in bir değeri. Hayatı bir asır. Bir hukukçu, bir kent yöneticisi, bir hümanist, insan ilişkileri son derece değerli çünkü bilgili, oldun, birikimli, erdemli bir insan. Hepimizin değerli imkanları işgal edebiliyoruz ama insan olmak çok farklı bir özellik. İşte bu değerleri bünyenizde taşımanız gerekiyor. Şinasi Develi bir yıl önce hayatını kaybetti. Ama hemen bir yıl içerisinde bu değeri gören biz hemşehrileri onun için bir araya geldik ve birincisini yapacağımız Şinasi Develi Kent Ödülleri etkinliğinde ona dair ve onun üzerinden aslında kente de bir mesaj vermiş olacağız. Neden bir araya gelip bu değerleri açığa çıkarmada bir iş birliği, eş güdüm yapmıyoruz?” ifadelerini kullandı. Seçer, belediye olarak bu durumun görevleri olduğunu dile getirerek, bu görevi memnuniyetle yerine getireceklerini söyledi. Bu çalışmalara için MEDEKA’yı oluşturduklarını söyleyen Seçer, “Zaman içerisinde kentimizin entelektüelleri, sanatçıları, sporcuları, kente dair ne varsa bütün aktörler belediyemizin yapacağı bu çalışmalarla bir eş güdüm halinde bundan sonraki Mersin’in sanatına, kültürüne ve hayatın her alanında yapılacak çalışmalara dair iş birliği için aranacaklar. Bu çalışmaları da başlatmış bulunuyoruz. 13 alt komiteden oluşturacağımız MEDEKA’nın turizm ve arkeoloji kısmında da arkadaşlarımız ilk toplantısını yaptılar. Bunun dışında belediye olarak önemsediğimiz kentin değerlerini gün ışığına çıkarmak için önemli çalışmalar başlattık. Örneğin; Yumuktepe Arkeoloji Müzesi’nin hızlandırılması. Oranın bir an önce değerlendirilmesi lazım. Muazzam bir tarihi, kültürel bir miras. Bunun göz göre göre heba olmaması için bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Oraya yaraşır bir proje gerçekleştiriyoruz. Yine Taş Bina kent müzesi haline dönüştürülecek. Çok kısa bir süre içerisinde orası boşaltılacak ve bu çalışmalar başlayacak. Akkahveyi de orada hayata geçireceğiz. Mersin’in yakın tarihinde çok önemli anıları vardır. Tekrar onları yaşamak için Akkahveyi yaşatmak gerekiyor. Yine Çamlıbel başta olmak üzere kentin önemli yerleşim yerlerinde kentsel tasarım çalışmaları başlattık ve bunu bir yarışma marifetiyle yapacağız. Bütün bunlar aslında sözlerimin başında söylediğim kentimizin açığa çıkarılmamış değerlerinin gün yüzüne çıkması için yapılan, en azından geç de olsa başlatılmış olan çalışmalar. Bunu sadece biz kurum olarak bir öncü diyebiliriz, asıl bu çalışmaları yürütecek olan mersin halkı. Burada Mersin Ve Tarsus Halk Kültürü çalışmasıyla Sayın Turan Ali Çağlar 1. Şinasi Develi Kent Ödülü’ne layık görüldü. Kendisini kutluyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
“KENTİME HİZMET OLARAK ALGILADIĞIM BU ÖDÜL BENİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ”
Hafize Bilgenoğlu,yaptığı açıklamada, “Halk bilim verileri, çağdaş uygarlığı sorgularken geçmişten geleceğe köprü kurulmasına yardım eder ve bizi toplumsal saplantılardan kurtarıp benlik ve güven duygularımızı artırır. Turan Ali Çağlar, Mersin ve Tarsus Halk Kültürü kitabıyla bunu yapmıştır. Geçmişten günümüze yöresinin halk kültürünü yaşayarak öğrenip, genç kuşaklara aktarmayı hedefleyen bu zengin malzemeyi hikaye ve romanlarında bolca kullanan, Mersinli yazar, öğretmen, araştırmacı Çağlar’ın kitabının ödüle değer görülmelerinin gerekçeleri; bir araştırma çalışması olarak hem kent hem de onu sarmalayan ve ona kaynaklık eden kır yaşamını kapsayan, okuyucunun ve özellikle genç kuşaklarının toplumsal ve kültürel değerlerle temasını sağlamaktadır. Teknolojik gelişmeler ve yaşamımızda değişikliklerle kaybolmaya yüz tutmuş yaşamın her yönünden bilgi ve pratikleri, değerleri tümüyle kaybolmadan halk bilimi ölçütlerine uygun bir şekilde kayda geçirmektedir. Gerek araştırmacıların gerekse edebiyat ve sanatçıların, öğrencilerin başvurabilecekleri kent belleği için değerli bir belge niteliği taşımaktadır. Şimdiye kadar kapsadığı alan ve derinlikte derli toplu bir benzeri görmediğimiz, ağırlıkla araştırmacının kendi gözlem ve saptamalarına dayalı özgün bir çalışmadır. Yıllar öncesinden başlayan ve basıldığı birkaç yıl öncesine kadar çok uzun bir zamanı kapsamasına karşın eskimeyen bilgilerle donanmış güncel bir çalışmadır. Günümüzde giderek önem kazanan, özellikle gençlere örnek olarak dilimizi, yazarken ve konuşurken doğru kullanmanın, arı, duru, zengin ve etkin bir örneğini barındırmaktadır. Bu yüzden ödüle değer görülmüştür” dedi. Konuşmaların ardından Seçer, Çağlar’a ödülünü takdim etti. Ödülün ardından bir konuşma gerçekleştiren Turan Ali Çağlar, “Mersin kültürüne emekler vermiş merhum Şinasi Develi adına düzenlenen seçkide 17 yılımı verdiğim Mersin ve Tarsus Halk Kültürü kitabımın bu ödüle layık görülmesi beni mutlu etti. Her biri kendi dalında kentimizin birer seçkin değeri olan saygı değer seçim kurulu üyelerinden beğeni görerek daha bir mutlu oldum. Ben de bu güzel kentin çocuğuyum. Ona küçük bir hizmetim olabildiyse ne mutlu bana. Kentime hizmet olarak algıladığım bu ödül benim için çok değerli” ifadelerini kullandı.
TURAN ALİ ÇAĞLAR KİMDİR?
1952 yılında Mersin’in Merkez Çağlarca köyünde doğdu. 1698 yılında Mersin ilk öğretmen okulunu daha sonra Açıköğretim Fakültesi sosyal bilgiler öğretmenliğini bitirdi.1994 yılında emekli oldu. İlk yazısı 1973 yılında yayımlandı. Ülke genelinde köy öğretmenleri arasında düzenlenen Toplum bilimsel bir araştırma yazısı seçkisinde dosyası dördüncü oldu. Mersin halk kültürü ve Tarsuslu aşık mahrumi yazısı iki kitabı Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından 2016 yılında basıldı. 1986 yılından beri ulusal ve yerel dergilerde 50 ‘ye yakın halk bilim konularında yazılar yazdı. 2003 yılında öykü ve romana yöneldi. 2008 yılında Gözlem yayınevinin düzenlediği yarışmada ‘Tımla’ isimli öyküsü dördüncü oldu. 2010 yılında ‘Zalalı’ isimli öyküyü yazdı. 2012 yılının Nisan ayında ‘Yol Geçen hanı’ isimli öyküleri kitabı yayımlandı. 2012 yılı haziran ayında Kelenderis öykü yarışmasında ‘ Sapan’ isimli öyküsü birinci seçildi. 2012 yılında eylül ayında Datça köyü yarışmasında ‘Sofianın Evi ‘ adlı öyküsü üçüncü seçildi. 2017 yılında Toroslar Belediyesinin düzenlediği Mersin’in Kurtuluş günü isimli öykü yarışmasında ‘Paşaoğlu’ isimli öyküsü birinci oldu. 2019 yılında Karakulağın ölümü isimli öyküsü ile Yaşar Kemal öykü ödülü birincisi oldu. Haziran 1920’de Samandra 1920 isimli dosyası ile Fakir Baykurt roman ödülünü kazandı. Sapan, Aygülü, Anaşitavı, bitmiş üç öykü dosyası ile ‘Kaçak Güreş’ isimli basıma hazır bir romanı bulunmaktadır.